Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/160
Karar No: 2017/6179

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/160 Esas 2017/6179 Karar Sayılı İlamı

14. Ceza Dairesi         2017/160 E.  ,  2017/6179 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜM : Sanıklar M..."in atılı suçlardan mahkumiyetlerine; sanık ..."nin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali, şantaj suçlarından mahkumiyeti ile hakaret suçundan beraatine; sanıklar , ..."in müsnet suçlardan beraatlerine

    İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
    Katılanların 11.06.2007 günlü celsede sanık ..."den şikayetçi olup diğer sanıklar haklarında şikayetçi olmadıklarını belirtmeleri karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının iştirak halinde işlenmesinden dolayı katılanların şikayetten vazgeçmesi sanık ..."ye de sirayet edeceğinden, katılanlar vekilinin sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler ile sanıklar...ile ... haklarındaki davalara katılma ve kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığından anılan hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca Reddiyle, incelemenin katılanlar vekilinin sanık ... hakkında şantaj ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizi ile O Yer Cumhuriyet Savcısının sanıklar ... haklarında yalan tanıklık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik ve sanık ... müdafii ile sanık ..."in temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler ile sanık ... hakkında şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
    Hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
    Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık ..., sanık ... müdafii ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    Sanıklar... ile ...haklarında yalan tanıklık ve sanık ... hakkında hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
    Sanıklar ... ile..."e isnat edilen yalan tanıklık ve sanık ..."ye isnat edilen hakaret suçlarının 5237 sayılı TCK"nın 272/3 ve 125. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırları itibariyle aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirlenen sekiz yıllık asli dava zamanaşımına tâbi olduğu ve sanık ..."ın mahkeme sorgusunun yapıldığı 23.12.2008, sanık ..."in sorgusunun yapıldığı 26.07.2007 ve sanık ..."nin sorgusunun yapıldığı 11.06.2007"den inceleme gününe kadar zamanaşımını kesen başka bir neden olmaksızın bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 1412 sayılı CMUK"nın 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    Sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
    Dosya içerisinde yer alan nüfus kaydına göre sanığın hükümden önce 29.08.2010 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, mahkemece bu hususta mahallinde araştırma yapıldıktan sonra 5237 sayılı TCK"nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın beraatine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.12.2017 tarihinde katılanlar vekilinin temyiz isteminin reddine dair hüküm yönünden üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer hükümler yönünden oybirliğiyle karar verildi.
    KARŞI OY
    Katılanlar kovuşturma aşamasında 11.06.2007 günlü celsede alınan beyanlarında sanık ..."den şikayetçi olup, diğer sanıklardan şikayetçi olmadıklarını bildirmişlerdir.Yargılama sonunda adı geçen sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler katılanlar vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce özetle " bu suçların iştirak halinde işlenmesi nedeniyle katılanların bu suçların işlenmesinden dolayı diğer sanıklar yönünden şikayetten vazgeçmelerinin sanık ..."ye sirayet edeceğinden " söz edilerek vekillerinin temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir. Katılanlar vekilinin sanık ..."nin anılan suçları hakkındaki temyiz talebinin reddine karar verilmesi aşağıda açıklanan gerekçelerle usul ve yasaya aykırı olduğundan sayın çoğunluğun bu yöndeki görüşüne iştirak edilmemiştir. Şöyle ki;
    Kamu davasına katılma, katılma usulü, katılanın hakları ve kanun yoluna başvurması, katılmanın davaya etkisi ile hükümsüz kalması 5271 sayılı ...nın 237 ila 243.maddelerinde " Kamu davasına katılma
    Madde 237 – (1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
    (2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.
    Katılma usulü
    Madde 238 – (1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
    (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
    (3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.
    Katılanın hakları
    Madde 239 – (1) (Değişik: 24/7/2008-5793/41 md.) Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir.
    (2) Mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağır ve dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukat görevlendirilmesi için istem aranmaz.
    Katılmanın davaya etkisi
    Madde 240 – (1) Katılma davayı durdurmaz.
    (2) Tarihi belirlenmiş olan duruşma ve yargılama usulüne ilişkin diğer işlemler vaktin darlığından dolayı katılan kimse çağrılamayacak veya kendisine haber verilemeyecek olsa bile belirli gününde yapılır.
    Katılmadan önceki kararlara itiraz
    Madde 241 – (1) Katılmadan önce verilmiş olan kararlar katılana tebliğ edilmez.
    (2) Bu kararlara karşı kanun yoluna başvurabilmesi için Cumhuriyet savcısı için öngörülen sürenin geçmesiyle katılan da başvuru hakkını kaybeder.
    Katılanın kanun yoluna başvurması
    Madde 242 – (1) Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.
    (2) Karar, katılanın başvurusu üzerine bozulursa, Cumhuriyet savcısı işi yeniden takip eder.
    Katılmanın hükümsüz kalması
    Madde 243 – (1) Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler. „ biçiminde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre mağdur veya suçtan zarar görenler kovuşturma evresinin her aşamasında şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına iştirak edebilirler. Katılma tamamen ihtiyaridir. Anılan düzenlemeler arasında suçtan zarar görenlerin iştirak halinde işlenen suçlarda, tüm suçlar ve sanıklar bakımından şikayetçi olarak katılmalarını zorunlu kılan veya herhangi bir sanık hakkındaki vazgeçmelerinin katılma yönünden diğer sanıklara da sirayet edeceğine ilişkin bir hüküm yoktur.
    Uygulamada mağdur veya suçtan zarar görenler, bir kısım sanıkların suçsuz olduğunu, sonuca etkilerinin az olduğunu düşünmeleri, çocuk veya akraba olmaları gibi nedenlerle bunlar hakkındaki davalara katılmak istemedikleri gibi zararlarını gideren veya pişmanlık gösterenler sanıklar bakımından da benzer tutum sergilemektedirler. Bunu dikkate alan yasa koyucu hangi suç ve sanık bakımından davaya katılılıp katılmayacağını belirlemeyi ilgilinin takdirine bırakmıştır.
    Ayrıca iştirak halinde işlenen suçlarda, bazen bir kısım sanıkların yaşlarının küçüklüğü, haklarındaki soruşturmanın tamamlanmaması gibi nedenlerle haklarındaki kamu davaları ayrı zamanlarda ve farklı mahkemelere açılabilmektedir. Bu durumda davalardan birindeki vazgeçmenin diğer sanıklara etkisi kabul edilir ise diğer mahkemelere bunu araştırma yükümlülüğü doğar. Davaların birinin tamamlanmasından sonra diğerinin açılma durumu olabilir. Tüm bu hallerde anılan düşünce karmaşaya ve gecikmeye yol açar. Katılma kurumunun amaçlarına aykırılık oluşturur.
    Şikayetten vazgeçme ve bunun şeriklere sirayeti soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar bakımından TCK"nun 73/1 ve 73/5.maddelerinde “ (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
    (5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar." şeklinde düzenlenmiştir. Ceza Kanunun da yer olan, sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçları kapsayan bu düzenlemenin kıyasen re"sen takibi gereken suçlarıda içine alacak ve kısıtlama getirecek biçimde katılmayada uygulanması usule ve yorum kurallarına açıkça aykırıdır.
    Açıklanan nedenelerle, sayın çoğunluğun temyiz istemlerinin reddine ilişkin görüşüne muhalif kalınmıştır.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi