4. Ceza Dairesi 2017/18158 E. , 2020/16708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, 05.01.2014 tarihinde işlenen tehdit suçunun temyiz dışı mala zarar verme suçu ile birlikte işlendiği, eşe karşı yaralama suçunun 04.01.2014 tarihinde işlendiği belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın, 04.01.2014 tarihinde eşi olan mağdur ..."ı darp ettiği sırada hayata ve cinsel dokunulmazlığa yönelik sözlerle tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; sanığın tüm eylemlerinin kasten yaralama suçunu oluşturduğu, kasten yaralama suçu yönünden de mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle, 04.01.2014 tarihli tehdit suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-05.01.2014 tarihinde mağdurlar ... ve ..."a yönelik gerçekleştirdiği zincirleme tehdit eylemi nedeniyle; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanık hakkında kurulan hükümler fıkrasında "UYAP"tan yapılan sorguda altı dosyada derdest davasının olması, memura mukavemet suçundan HAGB"sinin bulunması ve denetim süresi içerisinde iş bu suçu işlemesi nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği kanaati vermediğinden TCK"nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığı" denilmesine rağmen, gerekçede ise "TCK"nın 51. maddesi uyarınca erteleme kararı koşulları oluştuğundan verilmiştir " denilerek gerekçe ve hükümler arasında çelişkiye neden olunması,
4-Sanığın 04.01.2014 tarihinde gerçekleştirdiği yaralama eylemi nedeniyle; 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 220/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
5-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
6-Kabule göre; sanığın 04.01.2014 ve 05.01.2014 tarihlerinde gerçekleştirdiği kabul edilen tehdit eylemleri nedeniyle, temel ceza üzerinden TCK"nın 43/2. uyarınca arttırım yapıldıktan sonra yine temel ceza üzerinden aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılarak bulunacak miktarın önceki cezaya ilavesiyle sonuç cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, her iki mağdura yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı TCK"nın 106/1-1, 43/1. maddeleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş ve o yer Cumhuriyet savcısı ile sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Hükme iştirak eden üye ..."un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK"nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.