Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5881
Karar No: 2017/1518
Karar Tarihi: 02.03.2017

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5881 Esas 2017/1518 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından mahkum olmuştur. Sanık, dolandırıcılık suçundan hüküm giyerken adli para cezası yerine sadece hapis cezası verilmesi kabul edilemez görülmüş, ancak hükümlerinin çoğunluğu onanmıştır. Sanığın resmi belgede sahtecilik suçu mevcutken memura yalan beyanda bulunma suçu davasında mahkum edilmesi hatalı bulunmuş, bu nedenle hüküm bozulmuştur. Detaylı olarak 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin (c) bendinin koşullu salıverilme tarihine kadar sadece kendisi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin uygulanması gerektiği hatırlatılmış ve Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak tekrar üzerinden geçilmesi gerektiği belirtilmiştir. Detaylı kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1-(c), 206 ve 53. maddeleridir.
11. Ceza Dairesi         2015/5881 E.  ,  2017/1518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken TCK"nın 157/1 maddesinde hapis cezasının yanında adli para cezası da verilmesi gerekmesine rağmen, hapis cezası ile yetinilerek hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerde tekerrüre esas alınan Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/824 Esas sayılı kararının gerekçeli ve kısa kararda 2012/864 olarak gösterilmesi yazım hatası olarak kabul edilmiş,
    5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    Sanık hakkında, Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.02.2010 tarihli, 2009/864 Esas, 2010/124 Karar sayılı hükmün tekerrüre esas alınması yeterli iken, suç tarihinden sonra kesinleşen ve tekerrüre esas olmayan Çorlu 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/380 Esas, 2012/305 Karar sayılı hükmününde infazda tereddüde mahal verecek şekilde tekerrüre esas alınması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde yer alan ve tekerrüre esas alınan Çorlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/380 Esas, 2012/305 Karar sayılı hükmünün çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B-Sanık hakkında “resmi belge düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1- TCK"nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaata göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
    Sanığın şüphe üzerine yakalandığında ...’a ait kimlik bilgileri bulunan kendi fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdanını polis memurlarına ibraz ederek kendisini bu isimle tanıtmak suretiyle kullandığı gözetildiğinde sanığın eyleminin kül halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, tüm soruşturma evrakının da sanığın gerçek ismine göre düzenlendiğine göre ayrıca memura yalan beyanda bulunmak suçunun unsurlarının bulunmadığı halde, bu suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre ise;
    2-Sanık hakkında, Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.02.2010 tarihli, 2009/864 Esas, 2010/124 Karar sayılı hükmün tekerrüre esas alınması yeterli iken, suç tarihinden sonra kesinleşen ve tekerrüre esas olmayan Çorlu 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/380 Esas, 2012/305 Karar sayılı hükmününde infazda tereddüde mahal verecek şekilde tekerrüre esas alınması,
    3-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi