
Esas No: 2012/29194
Karar No: 2012/35025
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/29194 Esas 2012/35025 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Senet bir kimsenin düzenlediği kendi aleyhinde delil teşkil eden yazılı belgedir. Kambiyo senetleri medeni usul hukukunda adi senet kabul edilmesine karşın ceza hukukunda resmi senet hükmündedir (TCK"nun 2010/I bent). 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 208. maddesinin birinci bendinde “Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkar etmek isterse sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi halde belge aleyhine delil olarak kullanılır”hükmünü düzenlenmekte olup aynı Kanunun 209. maddesinin 1. bendinde ise “Adi senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz” hükmü öngörülmüştür.
Daha önce aynı hususu düzenleyen HUMK"nun 317. maddesinde adi senet resmi senet ayrımı gözetmeksizin sahteliği iddia edilen senedin ehlihibre marifeti ile tetkik ve tatbikine ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde bu kabil senedat, neticei hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz” hükmü ile sahteliği iddia edilen senedin herhangi bir işleme esas alınmamasını, mahkemece bilirkişi incelemesine ve tanık dinlenmesine karar vermesi şartlarına bağlamıştır. Oysa HMK"nun 209. maddesinin birinci bendi sahtelik iddiası ile ilgili davanın açılmasını yeterli görmekte olup sahtelik incelemesini düzenleyen 211. maddesi incelendiğinde açılan bu davanın ceza davası veya hukuk davası olması konusunda bir ayrım yapılmamıştır.
İcra ve İflas Kanunu"nun 170. maddesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde imzaya itiraz düzenlenmiş olup, sahtecilik iddiasından dolayı ceza veya hukuk mahkemesinde dava açılması durumunda bu tür bir davanın icra takibine etkisinin ne olacağına ilişkin açık bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. İcra ve İflas takip usulü İcra ve İflas Kanunu"nda düzenlendiğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ancak niteliğine uygun düştüğü ölçüde veya ilgili kanunlarda açık bir gönderme olması durumunda uygulanmaktadır.
Bu nedenle imza itirazının nasıl inceleneceği ve takibin nasıl durdurulacağı İİK"nun 170. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiğinden, sadece imza inkarı dışındaki nedenlere dayalı sahtelik iddiası ile açılan hukuk veya ceza davasını HMK"nun 209. maddesi uyarınca icra takibini durdurabileceği sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda alacaklı, borçlu şirket hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 26.03.2010 tarihinde icra takibi başlattığı örnek 10 ödeme
emrinin 29.03.2010 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlunun 13.05.2010 tarihinde ... 8. Ticaret Mahkemesi"nde açtığı davada borçlu şirketin kaşesi ile yetkilisinin imzasını içeren antetli kağıdın hile ile ele geçirilerek, üzerinin bilgisayar aracılığı ile bonoya dönüştürülmesi yolu ile sahtecilik yapıldığı iddiası ile İİK"nun 72. maddesine göre borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği bu dava dolayısı ile borçlunun takibin durdurulması isteminin icra müdürlüğünce 13.05.2011 tarihinde reddedildiği, bunun üzerine borçlu vekiline icra müdürünün red kararının iptali istemi ile icra mahkemesine şikayet dilekçesi verildiği anlaşılmaktadır. ... 8. Ticaret Mahkemesi"nde açılan menfi tespit davasının incelenmesinde, anılan mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen 16.05.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda senet üzerindeki yazıların sonradan doldurulup doldurulmadığı konusunda bir tespite gidilemediği, borçlunun HMK"nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir isteminin mahkemece 09.12.2011 tarihinde reddedildiği davanın henüz sonuçlanmamış olduğu görülmektedir.
Yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca icra takibi sonrasında takip konusu senede ilişkin imza incelemesi dışındaki nedenlere dayalı sahtecilik iddiası ile açılmış bir menfi tespit davasının olduğu HMK"nun 209. maddesi uyarınca hukuk ve ceza mahkemesi ayrımı yapılmaksızın açılacak sahtecilik davalarında somut herhangi bir işleme tabi tutulamayacağından takibin durdurulması yasal bir zorunluluktur.
Mahkemece şikayetin kabulü yerine HUMK 317. maddesine göre takibin ancak ceza mahkemelerinde açılan davalar için durdurulabileceği gerekçesi ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.