17. Hukuk Dairesi 2016/16980 E. , 2019/10061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."nun maliki olduğu ve ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı binanın 1. katındaki işyerini kiracı olarak kullanan davalı ... Ambalaj San. Tic. A.Ş"ye ait işyerinde çıkan yangının davacıya sigortalı işyerine sirayet etmesi ile hasar oluştuğunu, eksper tarafından belirlenen 1.092.833,00 TL. hasar bedelini ödeyip sigortalının haklarına halef olduklarını, bina maliki- yangın çıkan işyeri işletmecisi ve sigortacısı olan davalılar ile yangın çıkan işyerinin sigortacısı olan ... Sigorta A.Ş"nin zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketleri poliçelerindeki limitlerle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla 1.092.833,00 TL"nin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı sigortalısının kullanımındaki binanın bakım onarım eksiği bulunmadığı için, bina malikinin zarardan sorumlu olmadığı; davalı ...Ş"nin ise, poliçesindeki limiti olay nedeniyle zarar gören 3. kişiye ödeyip tükettiğinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davalılar ..., ... Sigorta A.Ş. ve ... Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine; davalı ... Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile 1.092.833,00 TL"nin 150.000,00 TL"sinin ödeme tarihi olan 23.03.2010"dan ve 942.833,00 TL"sinin ödeme tarihi olan 27.07.2010"dan
işleyecek avans faiziyle birlikte adı geçen davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ..., bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nun "Halefiyet" başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; "sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder" hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun "Sulh hukuk mahkemelerinin görevi" başlığı altındaki 4. maddesinde de "(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.... görürler" hükmüne yer verilmiştir. (1086 sayılı HUMK"nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti).
Somut olayda; davacı ... şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, davacı sigortalısının davalı ..."nun maliki olduğu taşınmazı 01.07.2008 başlangıç
tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak kullandığı; davacı sigortalısı ile davalı ... arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, bu husus mahkemenin de kabulündedir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek; HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.