20. Hukuk Dairesi 2015/14095 E. , 2017/2608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki ... kadastrosuna itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılar ..., ..., ..., ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı (karşı davalı) ..., dava dilekçesinde ... ili,...köyü 102 ada 211 parsel sayılı 32.817,32 m2 taşınmaz ile davalılar adına tespit gören 102 ada 212 parsel sayılı 3335,60 m2 yüzölçümündeki taşınmazın başta bir bütün olup adına tapulu olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında verasette iştirak halinde olarak davalılar adına kendi tapulu taşınmazından ayrılarak tespit gördüğünü, dava konusu parsel ile adına yazılı parselin başta bir bütün halinde iken babasının sağlığında... isimli bir şahsa tapuda satış yapıp..."ın 4-5 sene kadar zilliyet olduktan sonra baba malı olması nedeniyle kendi adına..."dan satın aldığını, bu taşınmazın etrafında başka miras kalan taşınmaz olmadığını, babasının kardeşi olan ... ..."nın dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede ve yakınında hiçbir zilliyetlik yaptığı taşınmazının olmadığını, adına tespit gören 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı miktarı tespit miktarından az ise de tapu miktar fazlası olan yanı tapunun 21 dönüm civarında olmasına rağmen taşınmazın taksim sırasında yaptıkları ölçümde 45 dönüm geldiğini, babasının mirası olarak kendi zilyetliğinde kaldığını, bu nedenlerle dava konusu 102 ada 212 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştirilmesinin durulması ile dava konusu 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen 2006/66 Esas sayılı dosya davacısı Hazine dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... mevkiinde kain 102 ada 211 parsel sayılı 32.817,28 m2 yüzölçümlü taşınmazın kadastro tespitlerinde davalı adına tespit gördüğünü, dava konusu taşınmazın imar ve ihya edilmediğini, genelde taşlık, kayalık, çalılık yerler olduğunu, tarım arazisi olmadığının tespit edildiğini, bahse konu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu gereğince zilyetlik ile iktisap için gerekli zaman aşımı dolmadığını, ayrıca taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyen yerlerden olduğunu, zilyetlik ile iktisap için gerekli yasal şartların hiç birinin oluşmadığını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile şerhsiz ve beyansız olarak Hazine adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, 2006/18 Esas sayılı davanın kabulü ile birleşik 2006/66 Esas sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine; ... ili, Kaş ilçesi, Sarılar köyü, Kocaalan mevki 102 ada 212 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına aynı vasıf ve miktarda tapuya kayıt ve tesciline, ... ili, Kaş ilçesi, Sarılar köyü, Kocaalan mevki 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazın Harita
Mühendisi..."ın 09.04.2014 tarihli raporu ve krokisinde (A) rumuzu ile işaretli 5810.62 m2"lik kısmının iptali ile aynı ada içerisinde son parsel numarası verilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B1), (B2), ve (B3) rumuzu ile işaretli toplam 27002.2 m2"lik kısmın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalılar ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, bilirkişi raporlarına göre çekişmeli 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne ilişkin zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı, 211 sayılı parselin (B1), (B2), (B3) bölümüyle 102 ada 212 sayılı parselin tamamının davacı ..."nun dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 29/03/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.