14. Hukuk Dairesi 2017/3107 E. , 2021/1323 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.02.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik olduğu 45 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; 20.11.2015 tarihli dilekçesinde ise dava konusu 75, 616, 632, 634, 662, 1574, 1636, 1816, 1924, 1972, 1973, 1974, 2455, 2559 ve 3225 parsel sayılı 15 adet taşınmaz hakkındaki davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı ..., taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini, aksi taktirde davanın reddini savunmuş; 14.07.2015 tarihli celsede ise taraflarla aralarında yaptıkları rızai taksime göre dava konusu 492 parsel sayılı taşınmazın kendisine düştüğünü ve üzerindeki muhdesatların da kendisine ait olduğunu bildirmiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu 75, 616, 632, 634, 662, 1574, 1636, 1816, 1924, 1972, 1973, 1974, 2455, 2559 ve 3225 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili feragat dilekçesinin paydaşlara gönderilmesi için davacı tarafça gider avansı yatırılmadığından bu taşınmazlar yönünden davanın usulden reddine; davaya konu diğer 30 adet taşınmaz yönünden davanın kabulü ile bu taşınmazlardaki ortaklığın, aynen taksim mümkün olmadığından, satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ... tarafından, satışına karar verilen 492 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davalı ..., dava konusu taşınmazlar hakkında diğer paydaşlarla aralarında yaptıkları rızai taksime göre kendisine düşen 492 parsel sayılı taşınmaz üzerine bağ evi yaptığını ve muhtelif sayıda meyve ağacı diktiğini ileri sürerek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Davacılar vekili, davalının muhdesat iddiasını kabul etmediklerini bildirmiş; ancak mahkemece, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi adı geçen davalıya muhdesat iddiasıyla ilgili olarak dava açmak üzere imkan ve süre de tanınmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasında ittifak sağlanamadığı göz önüne alınarak muhdesat iddiasında bulunan davalı ..."ya bu konuda dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; daha sonra gerektiği takdirde bilirkişiden ek rapor alınarak, dava konusu 492 parsel sayılı taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan kısmın ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle dava konusu 492 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."nın temyiz itirazlarının kabulü ile dava konusu 492 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.