11. Hukuk Dairesi 2016/743 E. , 2017/150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/06/2015 tarih ve 2014/60-2015/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 15/12/2011 tarihli sözleşme ile davalı tarafından çay ocağının müvekkiline devredildiğini, anılan sözleşmede, müvekkilinin 3 yıl içerisinde tahliyesi durumunda 16.000,00 TL’lik devir bedelinin iade edileceğinin kararlaştırıldığını, devirden bir süre sonra müvekkilinin tahliye edildiğini, bu nedenle müvekkilinin devir bedelinin iadesi için takip başlattığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, devir sözleşmesinin ardından davacının mal sahibi ile kira sözleşmesi imzalaması nedeniyle yaptıkları sözleşmenin hükümsüz hale geldiğini, bu nedenle kiraya ilişkin olarak aralarında oluşacak muhalefetten dolayı kendisine karşı hak iddia etmelerinin mümkün olmadığını ayrıca, davacının iş yerini bir süre işlettikten sonra başka bir şahsa devrettiğini, bu şahsın da kira bedelini ödememesi nedeniyle mal sahibi tarafından tahliye edildiğini savunarak, davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından ibraz edilen 15/11/2011 tarihli sözleşme ile iş yerinin ... tarafından ..."ten kiralandığı, anılan sözleşmenin davacı tarafça kabul edilmediği ve sözleşmeyi davalının hazırladığının ileri sürüldüğü, anılan sözleşme gerçek olsa dahi taraflar arasındaki devir sözleşmesinin geçerliliğine etki etmeyeceği zira, davacının, devir sözleşmesine güvenerek ... ile kira sözleşmesi imzalamasının devir sözleşmesini geçersiz kılmadığı aksine, hüküm ifade etmesinin önündeki olası engelleri kaldırdığı, davalının diğer bir savunmasının iş yerinin ..."a devredilmesi olduğu, her ne kadar bu savunma inkar edilmiş olsa da, davacının çay ocağını bir süre işlettikten sonra ..."a devrettiğinin tanık beyanları ile anlaşıldığı, kaldı ki, vergi kaydının da bu hususu doğruladığı, vergi levhası ile devir sözleşmesindeki kapı numaralarının farklı olmasının tanık beyanları dikkate alındığında maddi hata olduğunun sabit olduğu, vergi levhasına göre ...’
28/03/2012 tarihinden itibaren iş yerini işletmeye başladığı, kiralananın alt kiracıya verilmesi veya kullanım hakkının devredilmesinin yasak olmadığı, ne var ki, anılan hükmün aksinin kararlaştırılabileceği, 27/06/2012 tarihli noter ihtarında 15/11/2011 tarihli kira sözleşmesi dolayısıyla iş yerinin kullanıldığı, sözleşmede alt kiracıya devir yasak olmasına rağmen bu yükümlülüğün ihlal edildiği belirtilerek taşınmazın terk edilmesinin istenildiği, çay ocağının bu ihtarname nedeniyle tahliye edildiğinin davacı beyanlarından anlaşıldığı, ..."a devir davacı tarafından inkar edilse de, tahliyeye sebep olan ihtarda dahi bu durumdan söz edildiği, davacı tarafından inkar edilen 15/11/2011 tarihli ... ve davacı arasında imzalanan sözleşmede devir hakkının bulunmadığının vurgulandığı, bu sözleşme gerçek ise davacının sözleşmeye aykırı olarak iş yerini devrettiği için tahliyeye kendi kusuruyla sebep olduğu, diğer ihtimalin anılan sözleşmenin gerçek olmaması olup, bu ihtimalde de davacı noter ihtarının ardından taşınmazı ..."a devretmediğini veya Borçlar Kanunu uyarınca devretme hakkının bulunduğunu dile getirerek ihtara cevap vermesi gerekirken bu işlemleri yapmaktan imtina ederek herhangi bir icra takibi veya mahkeme kararı olmamasına rağmen taşınmazı yasal dayanaktan yoksun ihtarname sonucunda tahliye ettiği, bu ihtimaldeki tahliyenin de açıklanan sebeplerle davacının kusurundan kaynaklandığı, bu itibarla her iki durumda da davacının kendi kusuruyla tahliyeye sebep olduğu veya tahliyeyi gerektirecek herhangi bir sebep yokken usulsüz ihtarla taşınmazı terk ettiği anlaşıldığından davacıdan devir parasını geri istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.