11. Hukuk Dairesi 2016/117 E. , 2017/149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2015 tarih ve 2015/129-2015/247 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, dava dışı şahıslar aleyhine ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2002/13 E- 2007/375 K. sayılı dosyasında görülen davada 10.000 TL vekalet ücreti alacağının doğması nedeniyle bu kişiler hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 2011/291 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 2012/130 K. sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, anılan vekalet ücreti alacağı ile ilgili takibin vekil Av. .... tarafından takip edildiğini, borçluların ilgili icra dosyasına yapmış oldukları ödemenin icra müdürlüğünce tahsil işlemi yapıldığını ve Av. ...."ın ... ...nda bulunan hesabına aktarıldığını, bu bedelin kendisine ait olan bir bedel olup, Av. ...."a ait vekalet ücreti alacağı olmadığını, hatalı işlem fark edilip ... İcra Müdürlüğü’ne yazılı olarak bildirilmesi üzerine icra müdürlüğünce davalıdan hatalı olarak gönderilen paranın iadesinin istenildiğini ancak, anılan yazıya davalının hesap bakiyesinin müsait olmaması nedeniyle istenilen işlemin yapılamadığının bildirildiğini, davalı bankanın haksız olarak elde ettiği bu bedel ile sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 4.071,70 TL"nin 16/09/2014 tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, icra müdürlüğünün yapmış olduğu hatalı bir işlem neticesinde kusurun müvekkiline yükletilmeye çalışıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, icra takip dosyasında BK’nın 84. maddesi uygulamasıyla borçlulardan tahsil edilen ve icra müdürlüğünce bankaya gönderilen paranın tümünün davacı alacaklının vekalet ücreti alacağı olduğu, davalı tarafça TBK’nın 555 vd. maddeleri uyarınca havale edilen tutar üzerinde sadece havale alıcısı Av. ...."ın tasarruf yetkisi bulunduğu ileri sürülmüş ise de, havale alıcısı Av. ...."ın kendisine gelen dava konusu havalenin kendisinin bankaya borcuna mahsup edilmesine yönelik açık tasarrufi işlemini ispat edemediği, davalı bankaca re’sen mahsup işlemi yapıldığından sebepsiz zenginleşenin davalı banka olması nedeniyle husumet itirazının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 4.071,70 TL"nin 07/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafın havale alıcısının kendisine gelen havalenin bankaya olan borcuna mahsup edilmesine yönelik açık tasarrufi işlemini ispat edemediği, davalı tarafça re"sen mahsup işlemi yapıldığından ve bu itibarla sebepsiz zenginleşen banka olduğundan husumet itirazının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tarafça vekalet ücreti alacağının tahsili için yetkilendirilen avukat tarafından icra takibi yapıldığı ve kendisinin vekil tayin edildiği, vekaletnamede ahzu kabz yetkisi de bulunduğu anlaşılmakla, takibe konu alacağın tahsilinden sonra icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin hesabına havale edilmesi işleminde bir aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle, icra müdürlüğünün usul ve yasaya uygun olmayan talimatı uyarınca davalı bankadan paranın geri istenmesi doğru olmayıp, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri kapsamında davacı ile yetki verdiği vekil arasındaki hukuki münasebet de kendi iç ilişkilerini ilgilendireceğinden davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.