11. Hukuk Dairesi 2015/12222 E. , 2017/148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/04/2015 tarih ve 2014/474-2015/288 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin...’ye taşınmak üzere 2012 Nisan ayında davalıya teslim ettiği emtianın trafik kazası nedeniyle teslim edilmediğinin anlaşıldığını, kaza sonrasında davalı ile yapılan yazışmalardan sağlıklı bir bilgi alınamadığını, maddi zararın belgelenmesi ve ödeneceği yönünde bilgiler verildiğini, sonradan öğrenildiğine göre teslim tarihi 16 Nisan olarak kararlaştırılmasına rağmen eşyanın gecikmeli olarak 8 Mayıs tarihinde teslim edildiğini, bilgi verilmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ve hava yolu ile ek sevkiyatlar yapmak zorunda kaldığını, geç teslimden doğan ve davalının sebep olduğu zararlar nedeniyle müvekkiline fatura edilen 61.283,56... karşılığı 175.490,00 TL’nin ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını savunarak, usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının zamanaşımı itirazında bulunduğu, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlara dayanılarak açılacak davaların ...’nin 32. maddesi uyarınca üç yıllık, bunun dışındaki nedenlere dayanarak açılan davaların ise, bir yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davalıların hasarın nedenini açıklamamalarının ağır kusur teşkil etmeyeceği gibi, aracın konumu, yol şartları ve yükün durumu, aracın kaza yapması gibi etkenlerle bir kısım emtialarda açıklanan şekilde hasarın doğmasının olağan kabul edilmesi ve bu durum karşısında, taşıyıcının sorumlu olduğu tazminatın ...’nin 23 vd. m. göre tayin edilmesi gerektiği,...’nin 32/1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde zamanaşımı süresinin emtiadaki hasarın niteliğine göre ve en erken teslim tarihinden olmak üzere belirleneceğinin ifade edildiği, öte yandan,...’nin 32/3 maddesi gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, bu durumda 818 sayılı BK’nın 132, 133 ve 136. maddeleri hükümlerinin de bu çerçevede gözetilmesi gerekeceği, zamanaşımını kesen sebeplerin 818 sayılı BK’nun 133. (6098 sayılı TBK’nın 154.) maddesinde düzenlendiği, davacı tarafça BK hükümleri gereği borcun ikrar edilmesinin zamanaşımını keseceği belirtilmiş ise de, davalının kanunda belirtildiği şekilde bir ikrarının bulunmadığı, e-posta yazışmalarının olaya
ilişkin olup, ödemeye ilişkin bir ikrar niteliğinde bulunmadığı, emtianın gecikmeli de olsa 08/05/2012 tarihinde alıcısına teslim edildiği, teslim tarihi esas alındığında bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ancak,...’nin 32. maddesinin 2. cümlesinde “yazılı bir istem taşımacı bunu yazılı bir bildiri ile geri çevirip ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteler " hükmünün düzenlendiği, davacı tarafından davalıya çekilen 02/04/2013 tarihli ihtarnamenin davalıya 08/04/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalının da 25/04/2013 tarihinde noterde düzenlenen cevabi ihtarname ile davacının tazminat talebini reddettiğini bildirdiği ve bu ihtarnamenin de 26/04/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bu itibarla, zamanaşımı hesabına ihtarname ve ihtara cevap arasında geçen süre kadar ek süre eklenmesi halinde dahi bir yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra davanın açıldığı, davalının kötü hareket olarak kabul edilen kusuru da bulunmadığından ..."nin 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, karayolu ile milletlerarası eşya taşımacılığından kaynaklanan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlıkta uygulanan ..Konvansiyonu"nun 32/1. maddesinde, bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiği, 32/1-a maddesinde teslimde kısmı kayıp, hasar ve gecikmelerde teslim tarihinden itibaren bu sürenin başlayacağı, 32/2 maddesinde de yazılı bir istem ve taşımacının bunu yazılı bildiri ile geri çevirip ona ilişik belgeleride iade edinceye kadar zaman limitini erteleyeceği hususu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, eşya gönderilene 08.05.2012 tarihinde teslim edilmiş, dava 06/06/2013 tarihinde açılmıştır.
Mahkemece, davacı tarafından noter vasıtasıyla davalıya 02/04/2013 tarihinde çekilen ihtarnameye, davalının cevabi ihtarın davacıya tebliğ edildiği 26/04/2013 tarihi arasında geçen sürede zamanaşımının durması nedeniyle bu süreninde eklenmesi halinde dahi dava tarihi itibariyle bir yıllık zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece zamanaşımının durmasında, davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarname tarihi olan 02/04/2013 tarihi esas alınmakla birlikte, mahkemenin bu kabulü ... 32/2 maddesi hükmüne uygun düşmemektedir.
Zira dava dilekçesi ekindeki e-maillerden davacının, zararının tazmin edilmesi istemi ile davalıya muhtelif başvurularının bulunduğu, davalınında bu başvurulara e-mail yoluyla cevaplar verdiği, davacının sonuç alamaması üzerine en son 02/04/2013 tarihinde noter marifetiyle ihtarname keşide ettiği, davalının da cevaben 25/04/2013 tarihli ihtarnameyi gönderdiği görülmektedir.
Davacının 18/12/2012 tarihli e-maili ...32/2 maddesine uygun yazılı istem niteliğinde olup, 18/12/2012 tarihi ile davalının tazmin talebini reddettiği cevabi ihtarının davacıya tebliğ edildiği 26/04/2013 tarihi arasında geçen sürede zamanaşımı durmuştur.
Dava zamanaşımının 08/05/2012 tarihinde başladığı, zamanaşımının 18/12/2012 - 26/04/2013 tarihleri arasında durduğu, 27/04/2013 tarihinde zamanaşımının kaldığı yerden devam ettiği gözetildiğinde 06/06/2013 dava tarihi itibariyle bir yıllık zamanaşımı davada gerçekleşmemiştir.
Bu halde davalının zamanaşımı def"inin reddi ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-(1) nolu bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yerolmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.