12. Hukuk Dairesi 2012/18035 E. , 2012/34935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, faturaya dayalı olarak başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine karşı, borçlunun süresinde itiraz etmesi üzerine, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca da itiraz edildiğinden BK.nun 73.maddesinin uygulanamayacağı, İİK.nun 50.maddesi atfı ile HUMK.nun 9.maddesi gereğince borçlunun ikametgahının bulunduğu yer icra müdürlüğünün yetkili olduğu gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Konusu mal varlığı olan borçlar hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki ...nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Örneğin; sözleşmedeki alacağın ödenmemesi, malın teslimi, cezai şartın ödenmesi gibi... Anılan madde, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkili olacağı yönünde özel yetki kuralı koymuştur.
Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa ( malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde- borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, BK.nun 73. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Ancak, aranacak ya da aldırılacak borçlarda 89.maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi (Eski BK.nun 73.maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi) uygulanmaz. Ne var ki, ...nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz, (sebepsiz iktisap gibi) genel yetkili yer olan yani davalının ikametgahında dava açılır.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak, bu gibi hallerde 6098 sayılı Borçlar Kanununun 89. (Eski BK.nun 73.)maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir
Somut olayda, borçlu, takibe itiraz dilekçesinde ve yargılama sırasında sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borcun ödendiğini iddia ettiğine, diğer bir ifade ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73. maddesinin uygulanması gerekecektir. Bu durumda, alacaklı, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapabilir. Dolayasıyla, alacaklı şirketin yerleşim yeri olan ... İcra Müdürlüğünde takibe başlamasında yasaya uymayan bir yön yoktur.
O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazı yerinde olmadığından alacaklının itirazın kaldırılması istemi hakkında ödeme itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.