Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/6860
Karar No: 2007/1270
Karar Tarihi: 28.02.2007

Eser Sözleşmesi - Kusur - Maddi Tazminat - Manevi Tazminat - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2006/6860 Esas 2007/1270 Karar Sayılı İlamı

 

 

15. Hukuk Dairesi 2006/6860 E., 2007/1270 K.

15. Hukuk Dairesi 2006/6860 E., 2007/1270 K.

  • ESER SÖZLEŞMESİ
  • KUSUR
  • MADDİ TAZMİNAT
  • MANEVİ TAZMİNAT

 

  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 99 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 43 ]
  • 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 12 ]

"İçtihat Metni"

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat S.E. ile davalı vekili avukat M.E. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı.Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü

Dava, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.

Olay günü, davalı H.D."in konutunun boya-badana işini yapan davacı G.S."nin, kullandığı fırçanın, balkona yakın mesafeden geçen enerji nakil hattı ile teması sonucu uzuv kaybına uğradığı hususu uyuşmazlık konusu değildir.

Ceza mahkemesinde yapılan yargılamada; balkona yakın mesafeden enerji hattının geçtiğinin davacı Göksel tarafından bilindiği ve davalı Hilmi tarafından da uyarıldığı, buna rağmen davacının ihmalkârca davrandığı, davalının da gerekli önlemleri almadığı saptanmış; davacı (müşteki) 5/8 ve davalı (sanık) da 3/8 oranında kusurlu kabul edilerek, davalının bu oran dahilinde mahkumiyetine karar verilmiş ve verilen karar da sonradan kesinleşmiştir.

Davacı Göksel, ceza yargılaması sonuçlanmadan açtığı eldeki hukuk davasında ise; 67.179.811.958 TL maddi ve 10.000.000.000 TL de manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Mahkeme, ceza mahkemesinin kararını beklemeden verdiği ilk kararında; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nü gözönünde bulunduran 13.02.2002 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak davacı Göksel"i 3/8 ve davalı Hilmi"yi de 5/8 kusurlu kabul ederek, 67.179.811.958 TL maddi ve 8.000.000.000 TL de manevi tazminata hükmetmiştir.

Davalı Hilmi vekilinin temyizi üzerine Dairemizce, davacı Göksel"in bağımsız çalışan biri olduğu, dolayısıyla her türlü önlemi almanın onun görevi dahilinde bulunduğu; işsahibinin ise ancak kasd veya ağır kusurdan sorumlu tutulabileceği ve kaza ile davalının ilintisinin bulunmadığı, BK"nın 53.maddesince hukuk hâkiminin ceza mahkemesinin kusur saptayan hükmü ile bağlı değilse de oluşa ilişkin hükmü ile bağlı olduğu, dolayısıyla ceza mahkemesinin kararının beklenmesi; mahkûmiyet kararı verilirse hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesiyle yetinilmesi gereğine işaretle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Bozmaya uyulduktan ve ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra sonuç itibariyle ilk karar gibi aynı miktarlara hükmedilmiştir.

Davalı vekilinin ikinci temyizi üzerine bu ikinci karar da, Dairemizce ".. bozulan ilk karardaki miktar olan 67.179.811.958 liranın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu miktarın bozma ilâmında yazılı hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı olduğundan sözedilemez. Mahkemece de hüküm altına alınan miktara, hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı olması nedeniyle hükmedilmiş değildir. Şu halde, bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmediği ortadadır. O halde, kesinleşen ceza davası sonucu davacı yüklenicinin kusur oranının, bozmadan önce mahkemece kabul edilen oranın üzerinde 5/8 olarak belirlenmesi ve bozmada değinildiği üzere herhalûkârda işinin ehli olması gereken yüklenicinin kusurunun iş sahibinden fazla olacağı kabul edilmek ve BK"nın 43.madde hükmü de gözetilmek suretiyle bozma ilâmına uyulmakla ortaya çıkan usulî kazanılmış hak da dikkate alınarak ilâmda yazılı hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi.." gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyulmuş, nevar ki, bu kez "..olayımızda iş sahibi olan davalının BK"nın 99.maddesi anlamında kusurunun bulunmadığı ve kaza sonucu meydana gelen zararda ilintisi olmadığı anlaşıldığı.." gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine ve ".. BK"nın 43.maddesi gözetilmek suretiyle hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerekmiş.." gerekçesiyle de 10.000,00 YTL tazminata hükmedilmiştir.

Kararı bu kez iki taraf vekili de temyiz etmiştir.

Görüldüğü gibi, taraflar arasındaki hukukî ilişki, hizmet sözleşmesi olmayıp, bir istısna (eser) sözleşmesidir. Dolayısıyla, somut olaya uygulanması gereken hükümlerin, BK"nın 355 ve devamı maddelerindeki özel hükümler ile BK"nın genel hükümleri olmalıdır.

Eser sözleşmesinin konusu olan "her çeşit imâl veya inşa" T.Ticaret Kanunu"nun 12/3.maddesi uyarınca ticari bir iştir. Aynı Yasa"nın 21/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler, aksine hüküm olmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılır.

Yüklenici, üstlendiği iş konusunda uzman olup, iş sahibine karşı bağımsızdır; işini nasıl yapacağı yolunda talimat almaz; alsa bile, bu talimat sadece iş sahibinin istediği sonucun (eserin) nasıl olması konusundadır. Yüklenici, basiretli bir tüccar gibi davranmak, gereken özeni göstermek ve gereken güvenliği kendi sağlamak zorundadır. Yanında işçi çalıştırıyorsa, çalıştırdığı işçiyle aralarındaki hizmet akdine binaen işçisine karşı işveren durumunda olup, çalıştığı yerin ve çalıştırdığı işçilerin güvenliğinden ve güvenliğin nasıl sağlanması gerektiğinden sorumludur. Bunu da İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatına göre sağlamalıdır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatının gerektirdiği bir önlemin alınmamasından dolayı hizmet akdinde işveren sorumlu ise de, eser sözleşmesinin tarafı olan iş sahibi sorumlu tutulamaz. İş sahibinin, bunun dışında bir kusuru varsa, elbette sorumlu olur.

Bu açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; Ceza mahkemesinin kesinleşen ve mahkûmiyetle sonuçlanan yargılamasında, tarafların kusurlu olup olmadıkları hususu, sanki davacı işçi ve davalı da hizmet akdine binaen işveren durumundaymış gibi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatına göre belirlenip, hüküm kurulmuş ve aynı yanlışlık hukuk mahkemesinde de sürdürülmüştür.

Nevar ki, ceza mahkemesinin kararı, yanlış belirleme ile ortaya çıkan kusura dayanarak da olsa, kesinleştiğine göre, artık BK"nın 53.maddesi uyarınca davalıyı kusursuz sayamayız; zira, mahkûmiyet kararı hukuk hakimini bağlar.

Bu durumda, madem, gerçekte kusursuz olan veya İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatının dışında kusurluluğu kanıtlanamamış bir insanı, sırf mahkûmiyet kararı nedeniyle kusurlu kabul edip, maddi tazminattan sorumlu tutacağız; işte bu sorumluluğun miktarı hakkaniyete uygun, vicdanları rahatsız etmeyen uygun bir miktar olmalıdır. Bunun ölçüsünü hakim takdir eder; bu takdirin sonucu da, herhalde 67.179.811.958 TL gibi fahiş veya maddi tazminatın reddi gibi sıfır bir miktar olmamalıdır. Bozmanın gereği yerine getirilmeli, bozmaya uyulmakla kazanılmış usulî hak ihlâl edilmemelidir.

Öte yandan, hükmolunan 8.000.000.000 TL.lik manevî tazminata ilişkin kısım, zımnen bozmanın şümûlü dışında kaldığı ve bu miktarın az olduğundan bahisle davacı tarafından önceki bozmalarda temyize gelinmediği ve böylece bu miktarın kesinleşmiş olduğu gözden kaçırılarak, 10.000.000.000 TL manevî tazminata hükmedilmesi de bir başka bozma nedenini oluşturur.

Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş; az yukarıda açıklandığı üzere hafif kusurun varlığı kabul edilerek, hakkaniyete uygun miktarda maddi ve ayrıca kesinleşmiş olan 8.000.000.000 TL manevî tazminatın tahsiline karar verilmesinden ibarettir.

Karar, açıklanan nedenlerden dolayı tekrar bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, 500,00"er YTL vekâlet ücretinin taraflardan alınarak, karşılıklı birbirlerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 28.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi