Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/9-814
Karar No: 2007/896

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/9-814 Esas 2007/896 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı çalıştığı önceki işyerindeki sürelerin hesaplanmadığı için kıdem tazminatı alamadığını iddia etmiştir. Ancak davalı işveren, davacının istifa ettiği için kıdem tazminatı alamayacağını savunmuştur. Mahkeme önce davacının lehine karar vermiş, ancak temyizde bozulmuş ve yeniden yapılan yargılamada da önceki kararda direnilmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, istifa sebebiyle kıdem tazminatı hakkı olmadığını ve önceki kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir. 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazandıran nedenler sınırlı olup istifa bu nedenler arasında yer almamaktadır. Kanun, sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesiyle kıdem tazminatı ödenmesine izin vermektedir. Ancak, işçinin istihdam durumunun hizmet akdinin sona ermesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi halinde geçen süreler de kıdem tazminatına dahil edilebilir. Mahkeme kararının doğru olması nedeniyle miktarın denetlenmesi için dosyanın direnme uygun bulunarak tekrar değerlendir
Hukuk Genel Kurulu         2007/9-814 E.  ,  2007/896 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/06/2007
    NUMARASI : 2007/279 E-2007/414 K.

    Taraflar arasındaki “kıdem tazminatı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.04.2006 gün ve 2005/1112 E- 2006/175 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 29.03.2007 gün ve 2006/22045- 2007/8817 sayılı ilamı ile; ("...Uyuşmazlık davacı işçinin önceki çalışmasına ilişkin fark kıdem tazminatı isteğine ilişkindir. Davacının istekte bulunduğu iş sözleşmesi istifa suretiyle son bulmuştur. İstifa yasada belirtilen kıdem tazminatını hak ettirecek sebeplerden değildir. Bu nedenle söz konusu süreye ilişkin isteğin reddi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonun mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

               HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Davacı, 29.07.1976 günlü istifa dilekçesini takiben 02.08.1976 tarihinde çalışmakta olduğu Seyitömer Termik Santrali İşletme Müdürlüğündeki işinden ayrılarak, aynı gün Yapı İşleri Bölge Müdürlüğünde çalışmaya başlamıştır. Yaşlılık aylığına hak kazanması nedeniyle yapılan kıdem tazminatı ödemesinde, 1974-1976 yılları arasında Seyitömer Termik Santralinde geçen süreler dikkate alınmamıştır.
    Dava, önceki kamu kuruluşunda geçen bu çalışmalar nedeniyle fark kıdem tazminatı istemine  ilişkindir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinde; T.C. Emekli Sandığı  Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortal Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödeneceği, ne var ki, belirtilen kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet sürelerin ise kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmayacağı ifade edilmektedir.
    Anılan maddede kıdem tazminatına hak kazandıran nedenler sınırlı olarak sayılmış olup, istifa kıdem tazminatına hak kazandıran “hizmet akdinin sona erme nedenleri arasında” yer almamaktadır.
    Dosya içeriğine göre “zorlayıcı” bir nedenin bulunduğu da kanıtlanabilmiş değildir.
    Belirtilen bu maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.mddesi gereğince BOZULMASINA,  28.11.2007 günü yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.

                                                           KARŞI OY YAZISI
      Davacı 8.7.1974-2.8.1976 tarihleri  arasında  Seyit Ömer Termik Santrali İşletme  Müdürlüğünde  çalışmış ve 2.8.1976 tarihinde verdiği istifa dilekçesinde “bazı nedenlerle istifa ettiğini” bildirerek  aynı gün Bayındırlık Bakanlığı  Yapı İşleri Genel Müdürlüğünde   sürveyan pozisyonunda çalışmaya başladığı tartışmasızdır..
    11.09.2002 tarihinde  emekliye ayrılan  davacı her iki işyerinde ki toplam hizmet süresi   üzerinden kıdem tazminatı talep etmiş,  davalı işveren ilk hizmetin istifa suretiyle  sona erdiği savunmasında   bulunarak istemin reddini talep etmiştir. 
    Mülga 1475 sayılı Yasa’nın  14.maddesi yeni 4857 sayılı Yasa’nın  geçici 6.maddesi gereğince halen yürürlüktedir. Anılan maddede T.C.Emekli  Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu veya yalnız Sosyal Sigortalar  Kanununa tabi  olarak  sadece aynı yada değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi  suretiyle  Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık  veya malüllük aylığına yada toptan ödemeye hak kazanan  işçiye, bu kamu kuruluşlarında  geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son Kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarından işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet  süreleri kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz.
    Davadaki istifa halide bu şekildedir. Ancak önceki işten ayrılış ve yeni işe başlayış tarihleri aynı gündür. Bu durumda 1475 sayılı Yasa’nın 14/6., maddesinde “…işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini  gerektirmeyecek şekilde sona ermesi…” dendiğine göre, burada  sözü edilen hizmet işçilikte geçen sürenin  istifa yolu ile  sona ermesi halinde  önceki dönemle arada bir fasıla olmaksızın başka bir kamu işyerine geçiş halinde  kıdem tazminatında değerlendirilebilir.  Diğer yandan işçinin işçilikten  İSTİFA DIŞINDA BİR AYRILMA ŞEKLİ BULUNMAMAKTADIR.  Naklen geçişlerde istifa iradesi sözkonusu olmayıp nakil arzusu bulunmaktadır. Bu durumda çoğu kez izin  sırasında işçiliğe başlama görülmektedir.  Böylece çakışan süreler ve aralıksız çalışma hali, somut olaydaki gibi,  istifa olgusunu ortaya çıkarmamaktadır.  Kaldıki her iki kuruluştaki çalışmalar arasında  değinildiği gibi bir ara vermede  bulunmadığı gibi işçilikteki kamu kuruluşları arasındaki geçişlerde  memurlarda olduğu gibi onay verme  uygulaması da yoktur. Ayrıca hizmet  akdi emeklilik nedeniyle sona erdiğinde,  önceki hizmetin  kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sonu erdiği önceki çalışılan  işyeri kayıtlarından anlaşılamadığı takdirde  o yerdeki çalışmanın  kıdem tazminatında  değerlendirilmesi gerekeceği de Yüksek Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 20.03.1996, 1996/30089-5969 ve 18.04.2006, 1996/34980-8443 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Olayımızda da  Seyit Ömer Termik Santrali  İşletme Müdürlüğünün bugüne kadar davacıdan istifa nedeniyle ihbar tazminatı isteğinde  bulunmaması  davacının  işten ayrılmasının işveren tarafından uygun  görüldüğünü  ortaya koymaktadır. 9.Hukuk Dairesinin uzun yıllardır kararlılık kazanan uygulamaları da bu yönde olmuştur.Dairenin  04.11.2002 tarih ve  2002/24016 E, 2002/20464 K. nolu,  01.09.2002 tarihli 2000/7570 E, 2000/11622 K. nolu, 27.11.2000 tarihli 2000/18826 Esas, 2000/17366 K nolu, 26.06.1997 tarihli, 1997/10132 Esas, 1997/13037 K nolu bozma kararları  bulunduğu  gibi  bu yönde mahkemece fark kıdem tazminatı talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen kararların onanmasına ilişkin   kararları da   vardır.
    Olayın oluş şekli itibariyle de, emekten yana ( işçiden yana)  düzenleme getirilen iş mevzuatı yasalarından   farklı bir sonuca ulaşmak, hak ve adalet ilkelerine  uygun bir neticeyi  oluşturmayacaktır. Medeni kanunun 2.maddesindeki  iyiniyet kurallarını  kimi oluşumlarda  etkin kılmak, adalete olan güveni  artıracağı gibi,  yansız yargı ilkesinin  toplum nezdindeki  kutsallığına da   gölge düşürmeyeceği inancını taşımaktayız.
    Bu inanç ve düşüncelerle, tartışmalı süreyi  kıdem tazminatı hesaplanmasında  değerlendiren mahkemenin kararının doğru olması nedeniyle miktarın denetlenmesi için dosyanın Direnme Uygun bulunarak Daireye gönderilmesi gerektiği görüşümüzle Sayın Çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılmıyoruz.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi