Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3774
Karar No: 2020/2130
Karar Tarihi: 09.06.2020

Şantaj - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/3774 Esas 2020/2130 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2018/3774 E.  ,  2020/2130 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Şantaj
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1-İncelenen dosyada;
    Yakınan ... vekili tarafından Mersin Cumhuriyet Başsavcığı’na verilen 16/01/2013 günlü şikayet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturmada, yakınan ... 14/02/2013 günlü kolluk beyanında; temyiz dışı sanık ...’in 14/01/2013 günü işyerine gelerek, işiyle ilgili bir konudan dolayı eksiği olduğunu ve bununla ilgili ellerinde evrak olduğunu, şayet kendilerine para verirse bu açığını kapatacaklarını söyleyerek ... isimli şahıs adına 30.000 TL para istediğini, elinde bulunan belgenin ne olduğunu sorduğunda ise herhangi bir açıklamada bulunmadığını, tüm işlerinin yasal ve olması gerektiği gibi olduğundan para vermeyeceğini söylediği ...’in istedikleri zaman istedikleri belgeyi kendisine imzalatacaklarını, ellerinin kollarının uzun olduğunu, emniyet ve tüm yerlerde adamları olduğunu söyleyerek kendisini tehdit ettiğini, ...’in bahsettiği ... isimli şahısla birkez şahsen görüştüğünü, olay tarihinden 2-3 gün önce restoranda yemek yerken tesadüfen ... ile karşılaştığında ısrarla masasına davet ettiğinde yanındaki şahsı ... ismiyle tanıttığını, o sırada bu şahsın olayda adı geçen kungfu ... isimli şahıs olduğunu bilmediğini, fakat ...’in olay günü yanına geldiğinde konuşmalarında ... isimli şahsın restorantta tanıştırdığı ... olduğunu söylediğini, ...’in işyerine geldiğinde kendisiyle yapmış olduğu konuşmalara tanık olan bir kimsenin bulunmadığını, sadece işyerine gelip görüşme talebinde bulunduğuna çalışanları ... ve ...’in şahit olduğunu, ...’in bu olaydan sonra birkaç kez daha kendisi işyerinde olmadığı zamanlarda işyerine geldiğini öğrendiğini belirttiği,
    Bu kapsamda dinlenen tanıklar;
    ... 14/02/2013 günlü kolluk beyanında özetle; sanıklardan ...’i, yakınan ile işyerinde zaman zaman görüşmelerinden dolayı tanıdığını, hatırladığı kadarıyla 14/01/2013 günü öğleden sonra ...’in ofise gelip yakınan ile görüştüğünü, aralarında ne konuştuklarını duymadığını,
    ... 14/02/2013 günlü kolluk beyanında özetle; yakınanın arkadaşı olduğunu, sanıklardan ...’i yakınan ile zaman zaman işyerinde görüşmelerinden dolayı tanıdığını, bir ay kadar önce ...’in yakınanın ofisine geldiğini, aralarında ne konuştuklarını duymadığını, beyan ettikleri,
    Sanıklar ... İnce ve ... hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01/03/2013 gün ve 2013/221 sayılı iddianamesi ile; sanıklardan ..."in müştekiyi kardeşleri olan ... ve ... isimli şahısların müştekinin babasına ait işyerinde çalışmaları sebebi ile tanıdığı, müştekinin varlıklı bir kişi olduğu, sanıkların birlikte hareket ederek müştekiden şantajla ve tehditle para almak istedikleri bu maksatla sanıklardan ..."in suç tarihinde işyerine geldiği ve müştekiye kendisini diğer sanık ..."un gönderdiğini, müştekinin işi ile ilgili bir konudan dolayı eksiği olduğunu ve bununla ilgili ellerinde bir evrak bulunduğunu eğer kendilerine para verirse bu açığı kapatacaklarını, ayrıca müştekinin başının dertte olduğunu şüpheli ..."un öğrenerek kendisini görevlendirerek müştekiye kendisini yolladığını ellerinin kollarının uzun olduğunu poliste tanıdıklarının olduğunu söyleyerek 10.000,00 TL"si ... isimli şüpheliye, 20.000,00 TL"si işi halledecek kişilere verileceğini söyleyerek toplam 30.000,00 TL parayı haksız yere istediği, müştekinin işlerinin yasal olduğunu ve kimseye para vermeyeceğini söyleyerek talebi kabul etmemesi üzerine sanık ..."in müştekiye istedikleri zaman istedikleri belgeyi kendisine imzalatabileceklerini, emniyet ve tüm yerde adamlarının olduğunu söyleyerek tehditte bulunarak yukarıda bahsedilen parayı veya karşılığında senedi talep ettiği, fakat müşteki tarafından istenen para veya senedin verilmediği, bu nedenle sanıkların birlikte müştekiden 30.000,00 TL yağmaya yönelik eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı, yine sanıkların birlikte hareket ederek yukarıda yazılı şekilde ayrıca bir açığı olduğu ve ellerinde bir evrak bulunduğunu iddia ederek açığını kapatmak bahanesi ile müştekiden para talep etmek sureti ile şantaj suçunu da işledikleri iddiasıyla 5237 sayılı TCK’nin 149/1.c. d.3, 35, 53, 107, 53. maddeleri uyarınca açılıp, Mersin 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/59 esasına kayden yürütülen yargılamada;
    Katılan ...; ...’i eskiden beri tanıyıp aralarında dostluk olduğunu, sanık ...’u ise tanımadığını, restoranda karşılaştıklarında yanlarından geçerken çağırmaları üzerine masalarına oturduğunu, ...’u ilk defa orada
    gördüğünü, kendisine her tarafta ellerinin kollarının uzun olduğunu, hakim, savcı ve polislerin ellerinde olduğunu, herşeyi yapabileceklerini ve buna benzer şeyler söylediklerini, ancak çok ciddiye almayıp yanlarından ayrıldığını, bu konuşmalardan yaklaşık bir ay sonra ...’in ofisine gelip kung fu ... denilen şahsın 30.000 TL para istediğini, bunun 20.000 TL"sini hemen kalanının da daha sonra verilebileceğini, 20.000 TL"sinin İstanbul’dan gelecek adamlara verileceğini, bunların her işi yapabilecek durumda olduklarını, ellerinin kollarının uzun olduğunu söylediğini, ancak ...’e kızdığını ve para vermediğini, kendisinin para vermesi için bir sebep bulunmadığını, ...’in ellerinde bir belge olduğunu, dönüşü olmadığını, bu belge ile kendisini yıpratacaklarını söylediğini, sanıklardan ...’ın duruşma çıkışında “Seninle tekrar görüşeceğiz” diyerek kendisini tehdit ettiğini, söylediği,
    Sanık ...’ın aşamalarda özetle; sanık ... ile restoranda yemek yerken yakınan ...’in yanlarına gelip kısa bir süre oturmaları sırasında yakınanı bir kez orada gördüğünü, bu görüşmede herhangi bir para mevzusunun olmayıp yakınanı bir daha görmediğini, yakınanı tanımayıp işyerine hiç gitmediğini, herhangi bir lakabının bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini savunduğu,
    Temyiz dışı sanık ...’in aşamalarda özetle; suçlamayı kabul etmediğini, yakınanı 15 yıldır tanıdığını ve dost olup aralarında hiçbir sorun olmadığını, restoranda yakınan ile karşılaştıklarında da olumsuz bir görüşme olmadığını ifade ettiği,
    Tanıklar ... ve ...’in mahkeme aşamasında hazırlık aşamasındaki beyanlarına benzer anlatımlarda bulundukları,
    Katılan vekili tarafından bildirip mahkeme aşamasında dinlenen tanıklar;
    ...’in özetle; sanıklardan ...’ı eskiden beri tanıyıp, bir lakabının kungfu olduğunu duyduğunu, bu lakabının veriliş sebebini bilmediğini,
    ...’nın özetle; yakınanın işyerinde çay ve temizlik işlerine baktığını, sanıklardan ...’u tanımadığını ...’i ise ara sıra işyerine gelip gitmesi nedeniyle tanıdığını, bir tarihte yakınan ve ...’e çay servisi yaptığı sırada odada gergin bir hava olduğunu hissettiğini ancak ne konuştuklarını duymadığını, bu olaydan bir gün önce çalan ofis telefonuna baktığında arayan kişinin “İstanbul’dan geldik, ... bey telefonlarımıza bakmıyor söyleyin baksın yoksa biz oraya geliriz” dediğini, bunlardan sonra bir gün de ofise gelen ...’e yakınanın olmadığını söylediği halde içeri girip çay istediğini ve “... bey benim telefonlarımı açmıyor, buradan aç ve bana bağla” dediğini, yetkisi olmadığından bunu kabul etmediğinde ...’in misafir bekleme bölümünden memurların çalıştığı ofise geçtiğini ve orada yakınanın telefonunun numaralarını çevirdiğini görünce hemen müdahale edip telefonu kapattığını, bunun üzerine ...’in kendisine kızıp “Söyleyin ona benden korksun, hayatını mahvedeceğim” deyip küfürler ederek öfke ile kapıyı çarpıp gittiğini,
    ....’nin özetle; konu hakkında bir şey görmediğini ancak yakınanın kendisine yaşadıklarını anlattığını, onun anlattıklarını bildiğini, bir defasında da bir erkek şahsın cep telefonundan arayıp “Kung fu ...’un selamı var” dediğini kim olduğunu sorduğunda “Siz bilirsiniz” diyerek telefonu kapattığını, şahsın belirttiği isim yakınanın kendisine söylediği isim olduğundan yakınanı arayıp durumu anlattığını, kendisini arayan şahsın telefonunu sanık ...’in abisi ve tanışı olan ...’den almış olabileceğini, ifade ettikleri,
    Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi 23/05/2013 günlü ve 2013/59-2013/170 sayı ile; sanık ... hakkında yağma suçu yönünden CMK’nin 223/2-a-e maddesi gereğince beraat, şantaj suçu yönünden ise TCK"nin 107/2. maddesi yollamasıyla 107/1, 62, 50/1-a ve 52.maddeleri uyarınca neticeten 7.000 TL adli para cezası ile cezalandırılamasına karar verdiği, anılan karara karşı sanık savunmanı tarafından temyiz davası açıldığı, anlaşılmıştır.
    5237 sayılı Yasanın 107/1.maddesinde düzenlenen şantaj suçunun maddi unsuru;
    Failin yapmaya hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından söz ederek, bu durumları mağdur üzerinde baskı aracı olarak kullanıp, mağduru kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlamasından ibaret olabilecektir.
    Maddenin ikinci fıkrasında ise;
    Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususları açıklayacağı veya isnat edileceği tehdidi halinde olması gerekir.
    Suçun oluşabilmesi için açıklanacak veya isnat edilecek hususların gerçek olması gerekmez. Eylemin sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun olması gerekli ve yeterlidir.
    Şantaj suçunda tehdit edilen ile zarar verileceği bildirilen farklı olabilir. Ancak zarar verilecek kişinin mağdurun önem verdiği biri olmalı, tehdit yarar eldesineyönelik olmalı ve tehdit ile yarar arasında bağ bulunmalıdır. Mağdura belli bir hususu açıklayacağını bildirme ile yani açıklama tehdidi ile suç oluşur.
    Açıklanacak bir belge olsa bile, bu belgenin objektif ölçüler çerçevesinde hukuki hükme haiz olması aranır. Sanık açıklayacağını, bunu istemiyorsa para veya çıkar sağlamasını mağdura bildirir. Açıklama tehdidinde konu, husus çok net ve belirli olmayabilir. Açıklama tehdidi ile suç tamamlanır. Kural olarak hareket ve neticeye bağlı suçtur. Ancak hareket bölünebilir halde teşebbüsten bahsedilir.
    Bu bağlamda; şantaj suçu tehdit suçunun özel bir görünümü olup, anılan yasal koşullar varsa TCK"nin 107. maddenin uygulanması gerekir.
    Yağma suçu ise bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücuduna veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malın alınması veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması olup, tehditin buna elverişli nitelikli olması gereklidir. 5237 sayılı TCK"nın 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
    Suçun mağduru; aleyhine suç işlenen kimse yani suçun kurbanı ve doğrudan zarar görendir. Bu nedenle olayı yetkili mercilere intikal ettirebileceği gibi kamu davasında taraf olma hakkına da sahiptir.
    Maddi gerçeği aramada en çok güvenilen mahkemelere verilmiştir. Bu durumda yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Olay ise deliller ile öğrenilebilinir. Deliller objektif bakımdan ihtimaldir. İhtimal belli dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta belirlilik ortaya çıkar. Diğer bir ifade ile şüphenin yenilmesi ile belirliliğe ulaşılır. Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Buna ulaştıracak araç ise delillerdir. Bütün isnat araçları delildir ve soyut olarak da eşdeğerdir. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için eylemin olup olmadığı kanıtların yorumu ile saptanır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığı ve sonuca ulaştığını gerekçede açıklar. Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizi ise; iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu ve sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm ve bunun yorumu ile ulaşılan sonuçla hüküm şeklinde olmalıdır.
    Ceza davasında, sanığın bir ve/veya birkaç olayda mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından ortada bir şüphe varsa, bu da mutlak sanık yararına değerlendirilmelidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince;
    Sanığın hiçbir aşamada suçlamayı kabul etmediği ve olayı doğrulayan tanık olmaması karşısında, mağdurun aşamalarda değişerek gelişen kendi içinde çelişen soyut iddiası dışında, başkaca sanığın mahkumiyetine yeterli delillerin neler olduğu Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanmadan, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde sanık ... hakkında şantaj suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
    2-Uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’da cezaların toplanmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 5275 sayılı Yasanın 99.maddesinde de kesinleşmiş hükümlülüklerin infaz aşamasında toplanmasının öngörüldüğü gözetilmeden, sanık hakkında verilen cezaların toplanmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi