MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, kamu malına zarar verme, direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."e müdafi atanması konusunda yasal bir zorunluluk bulunmadığı, sanığın bozma sonrası talimat mahkemesinin 03/06/2013 tarihli duruşmasında, müdafi talebinin olmadığını beyan etmesine rağmen sanığa atanan Av. ..."un davayı takibe devam ettiği ve hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, gerekçeli kararın sanık ..."e de tebliğ edilmediği ve sanığın kendisine zorunlu müdafi atandığından haberdar edilmediğinin anlaşılması karşısında;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 günlü 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu müdafine yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, bu durumda zorunlu müdafi sanığın lehine gibi görünen bazı işlemler yapmış olsa da; örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi gerektiği nazara alınarak gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilmesi ve temyiz dilekçesi verilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklenip incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 04/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.