16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2231 Karar No: 2018/6500 Karar Tarihi: 08.11.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2231 Esas 2018/6500 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/2231 E. , 2018/6500 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 6 parsel sayılı 161,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 05.04.2013 tarihinde trampa nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kısmen tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 123 ada 6 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 15,75 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 123 ada 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., ... tespiti sırasında sınırın hatalı belirlenmesi nedeniyle kayden maliki bulunduğu 123 ada 5 sayılı parselin yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla; 123 ada 6 sayılı parselin kısmen tapu kaydının iptali ile 123 ada 5 sayılı parsele ilave edilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taraflara ait taşınmazların sınırının, tespit sırasında belirlenen sınırdan farklı olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için aydınlığa kavuşturulması gereken husus, tespit günü itibariyle 3402 sayılı ... Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kim veya kimler yararına zilyetlikten edinme koşullarının oluştuğu hususudur. Bu hususta yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanan kişiler arasındaki akdi veya irsi ilişkinin ne olduğu gibi ... tespit günü itibariyle kim veya kimler yararına zilyetlikten edinme koşullarının oluştuğunu belirlemek yönünden gerekli olan hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, önceki keşifte dinlenmiş yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının beyanlarına aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, o keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar bu hususta yeniden dinlenerek, aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Aynı şekilde keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, taraflar arasında düzenlenen 04.05.2013 tarihli tutanağı da irdeler şekilde ve gösterilen sınır yerleri işaretlenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.