1. Hukuk Dairesi 2016/12231 E. , 2017/483 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı vasisi olduğu..."in, 1791 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlerde davalı ... ile birlikte müşterek malik olduklarını, davalının davaya konu taşınmazı kiraya vermek suretiyle rızası dışında kullandığını ileri sürerek haksız el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tarafların miras bırakanı ...in, sağlığında bu taşınmazda inşaat yapmak suretiyle müteahhit ile anlaştığını, kendisine 4 adet bağımsız bölüm isabet ettiğini, murislerinin ölümü ile taraflara dört adet bağımsız bölümün 1/2 pay ile intikal ettiğini, davacının akıl sağlığı yerinde iken kendisine ait olan daireleri satarak bedellerini aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içreğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre el atmanın önlenmesi yönünden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün ONANMASINA.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
./..
Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirme gerekçelerinin bilimsel veriler ile HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Ne var ki, Mahkemece ecrimisil isteği kısmen kabul edilmiş ise de; ecrimisil hesap yöntemi bakımından alınan bilirkişi raporunun denetime uygun olduğu söylenemez. Bilirkişilerce, ecrimisil istenen ilk dönem kira bedeli belirlenerek, ÜFE artışı üzerinden ileriye doğru ecrimisil hesap edilmesi gerekirken, dava tarihinden geriye doğru ecrimisil hesaplanması doğru değildir.
Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklama ve ilkelere uygun bir şekilde, ecrimisil istenen ilk tarihteki ecrimisil bedeli hesap edilerek, sonraki yıllarda ÜFE artış oranına göre hesap edilecek ecrimisil miktarı belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.