Esas No: 2019/555
Karar No: 2022/342
Karar Tarihi: 18.05.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/555 Esas 2022/342 Karar Sayılı İlamı
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ... E. - ... K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN
... E. ... K. SAYILI DOSYASINDA ;
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 17/10/2019 tarihli dilekçesiyle; taraflar arasında şifahi olarak meyve ve sebze fidesi alımı konusunda anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre anlaşılan miktardaki fidenin davacıya gönderilmesinin, davacı tarafından da keşide edilen toplam 650.000 TL. tutarlı 7 adet çek ile yine davacıya ait toplam 650.000 TL. tutarlı 6 adet müşteri senetlerinin (bonolarının) davacı tarafından davalıya verilmesinin kararlaştırıldığını, davacının edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın herhangi bir mal teslimi gerçekleştirmediğini, davalının düzenlediği e-faturaların davacıya ulaştırmasına rağmen faturalarda yazılı malları davacıya teslim etmediğini, 650.000 TL. tutarlı senetlerin (bonoların) bu dava konusu olmadığını, sadece 650.000 TL. tutarlı 7 adet çekten dolayı bu davanın açıldığını beyan ederek, öncelikle davacıya teslimi gereken 650.000 TL. tutarındaki ve ileride davacının nitelik ve çeşitlerini bildireceği meyve fidanlarının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise 15/11/2018 keşide tarihli ve 50.000 TL. bedelli, 15/12/2018 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli, 15/01/2019 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli,15/02/2019 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli,15/03/2019 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli,15//04/2019 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli,15/05/2019 keşide tarihli ve 100.000 TL. bedelli olmak üzere toplam 650.000 TL. bedelli 7 adet çekten dolayı davacının davalıya ve 3. kişilere borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Mahkememizin ... E. sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili 26/04/2021 tarihli dilekçesiyle de; taraflar arasında şifahi olarak meyve ve sebze fidesi alımı konusunda anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre davacı tarafından davalıya davacının keşide ettiği toplam 650.000 TL. tutarlı 7 adet çek ile yine davacıya ait toplam 650.000 TL. tutarlı 6 adet müşteri senetlerinin (bonolarının) verildiğini, davacının edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın herhangi bir mal teslimi gerçekleştirmediğini, davalının düzenlediği e-faturaların davacıya ulaştırmasına rağmen faturalarda yazılı malları davacıya teslim etmediğini beyan ederek, dava dışı Elma Süt Ltd. Şti. tarafından düzenlenerek ciro yoluyla davacıya intikal eden ve davacı tarafından da ciro yoluyla davalıya verilmiş olan 30/10/2019 vade tarihli ve 100.000 TL. bedelli, 30/11/2019 vade tarihli ve 105.000 TL. bedelli, 30/12/2019 vade tarihli ve 110.000 TL. bedelli, 30/01/2020 vade tarihli ve 115.000 TL. bedelli, 28/02/2020 vade tarihli ve 120.000 TL. bedelli ve 20/03/2020 vade tarihli ve 110.000 TL. bedelli olmak üzere toplam 650.000 TL. bedelli 6 adet bonodan (senetten) dolayı davacının davalıya ve 3. kişilere borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Açılan bu 2. dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E. sırasına kaydedilmiştir. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/10/2021 gün ve ... E. ... K. sayılı ilamı ile birleştirme kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin ... E. sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleşen her iki davada dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Birleşen her iki davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen her iki davada davacı tarafından arabuluculuk uzlaşmazlık tutanak sureti, davalı tarafından da taraflar arasındaki çek ve senet fotokopileri ile fide sipariş sözleşmeleri, faturalar ve sevk irsaliyeleri ile fide teslim fişi fotokopileri ibraz edilmiştir. Dava konusu çeklerin bedelinin veya banka çek yaprağı sorumluluk tutarlarının ödenip ödenmediği ilgili bankadan araştırılmış, tarafların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının defterlerine ilişkin bilirkişiden 14/01/2020 tarihli rapor, davalı tarafın defterlerine ilişkin başka bir bilirkişiden talimat yoluyla 13/01/2021 tarihli rapor alınmıştır. Mahkememizce başka bir bilirkişiden davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin 11/11/2021 tarihli rapor ve 18/11/2021 tarihli ek rapor alınmış, talimat yoluyla davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin yine başka bir bilirkişiden de 02/02/2022 tarihli rapor alınmıştır.
Davalının davacı şirket ve dava dışı kişiler aleyhine, dava konusu senetlerden ilk 3 senede dayılı olarak 26/11/2020 tarihinde başlattığı icra takibine ilişkin Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyası aslı ile dava konusu senetlerden son 3 senede dayalı olarak, 23/01/2020 tarihinde başlattığı icra takibine ilişkin Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takibine ilişkin belge suretleri, dava konusu çeklerden 5 adet çeke ilişkin Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takibine ilişkin ilgili belge suretleri ve dava konusu faturalara ilişkin BA ve BS formları ile taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları da dosyaya getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Birleşen her iki dava, "Menfi Tespit" davasıdır.
Somut olayda ; davacı ile davalı taraf arasındaki satış anlaşmasına göre davacının davalıya davacı şirketin keşide ettiği toplam 650.000 TL. bedelli çek ile yine toplam 650.000 TL. bedelli 6 adet bonoyu (davacının müşteri senetlerini) vermesinin, karşılığında da davalının sipariş belgelerinde ve faturalarda yazılı fideleri teslim etmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen her iki davada davacı taraf, çek ve senetlerin davalıya verilmesine rağmen fidelerin teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise, fidelerin bir kısmının davacıya ve kalan bir kısmının da davacının istediği yerlere teslim edildiğini, faturaların da davacı tarafın defterlerinde eksiksiz kayıtlı olduğunu savunmuştur.
Asıl davada, davacı taraf terditli talepte bulunarak ilk önce 650.000 TL. tutarlı çeklere ilişkin fidelerin aynen teslimini, bu mümkün olmaz ise toplam 650.000 TL. bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemiş, birleşen davada ise sadece menfi tespit talebinde bulunulmuştur.
Davalı taraf, asıl davada öncelikle yetki itirazında bulunmuş ise de; dava konusu 7 adet çekten 5 adet çek asıl dava tarihi olan 17/10/2019 tarihinden önce 27/03/2019 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine konulmuş, 2 çek ise icra takibine konu edilmemiştir. İcra takibine konu olmayan 2 çek yönünden Yargıtay . HD.nin 28.05.2015 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu çeklerde ödeme yeri Konya olduğuna göre Konya mahkemeleri de yetkili bulunmaktadır. İcra takibine konu olan 5 adet çek yönünden ise, 2004 s. İİK'nin 72/8. maddesi gereğince icra takibinin yapıldığı yer olan Konya Mahkemeleri de yetkili olduğundan yetki itirazı tamamen reddedilmiştir. Birleşen dava yönünden yetki itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükmü esas alınan ve davacı tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan bilirkişinin 18/10/2021 tarihli ek raporu ile davalı tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan bilirkişinin 02/02/2022 tarihli raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, kendi içerisinde birbirini teyit ettiği, dava konusu 7 adet çek ile 6 adet bononun davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından düzenlenen 33 adet toplam 667.970,78 TL. tutarlı faturaların tamamının da davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde çek ve müşteri senetlerine istinaden ödeme kaydının bulunduğu, ancak bunların fiilen ödendiğine dair herhangi bir defter kaydına veya belgeye rastlanılmadığı, davacının defterlerine göre davacının dava konusu faturalardan dolayı davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı ancak, bilirkişi tespitine göre, asıl dava ve birleşen dava tarihi itibariyle davacının davalıya verip bedelini ödemediği toplam 650.000 TL. tutarlı çeklerden banka tarafından çek yaprağı sorumluluk tutarı olarak ödenen 9.720 TL.'nin mahsubu sonucu kalan 640.280 TL. ile toplam 650.000 TL. müşteri senetlerinden dolayı toplam 1.290,280 TL. tutarında borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, davacının 2018 yılı içerisinde davalı şirketten mal satın aldığı, sonraki dönemlerde mal veya hizmet alımı olmadığı, davalının ticari defterlerine göre 07/05/2018 tarihi itibariyle davalının davacıdan 509.720,59 TL. alacaklı olduğu, 7 adet toplam 650.000 TL. bedelli çeklerin verilmesiyle borcun kapatıldığı, 23/10/2018 tarihinde de 650.000 TL. bedelli 6 adet müşteri senedi verilmesi ile davacının alacaklı durumuna geçtiği, 16/05/2019 tarihinde 7 adet çekin tamamının ödenmemesi nedeniyle iade kaydının yapıldığı, daha sonra da 650.000 TL. tutarlı 6 adet senedin de ödenmemesi nedeniyle tamamının iade kaydının yapıldığı, davacının çeşitli tarihlerde yaptığı ödemelerin mahsubundan sonra davalının kalan alacağının asıl dava tarihi olan 17/10/2019 tarihi itibariyle 716.761,19 TL. ve birleşen dava tarihi olan 27/04/2021 tarihi itibariyle de 660.600,19 TL. olduğu belirlenmiştir.
Davacı asıl davada terditli talepte bulunmuş, ilk önce 650.000 TL. tutarlı 7 adet çek karşılığında davacının belirleyeceği cins, nitelik ve miktarda fidenin fiilen kendisine verilmesini istemiştir. Davacının bu terditli ilk talebi, gerek banka tarafından ödenen 9.720 TL.'lik çek yaprağı sorumluluk tutarı hariç çek ve senet bedellerinin ödendiğinin ispat edilememesi ve gerekse davalının aynen ifa yükümlülüğünün bulunmaması, aynen ifaya ilişkin taraflar arasında açık bir anlaşma hükmünün olmaması, aynen ifa edilecek fidelerin cins, miktar ve türünü belirleme yetkisinin davacıya bırakılmasının haklı sebeplerinin olmaması ve bu uygulamanın bir kısım haksızlık ve yeni ihtilaflara yol açabilecek olması nedeniyle, terditli bu ilk talep reddedilerek asıl dava yönünden terditli 2. talep olan menfi tespit talebinin incelenmesine geçilmiştir.
Davada asıl çözülmesi gereken sorunlar; 33 adet toplam 667.970,78 TL. bedelli faturaların davacının ticari defterlerinde eksiksiz kayıtlı olması, fatura içerikleri yönünden bir ihtilaf bulunmaması karşısında, malın (fidelerin) teslim edilip edilmemesi konusundaki ispat yükünün hangi tarafta olduğu, davalının bu fidelerin bir kısmını davacıya, bir kısmını da davacının isteğiyle 3. kişilere teslim ettiğini beyan etmesinin ispat yükünün yer değiştirmesine sebebiyet verip vermeyeceği ve nihai olarak ödemeyi ispat yükünün hangi tarafta olduğu sorunudur.
6098 s. TBK'nin 207/2. maddesine göre, "Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler."
Dava konusu 33 adet toplam 667.970,78 TL. tutarındaki faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde eksiksiz olarak kayıtlı olması karşısında, Yargıtay HGK'nin 14/05/2019 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere bu faturalara konu malların (fidelerin) davalı tarafından davacıya teslim edildiğine dair karine meydana geldiği, bu karinenin ve 6098 s. TBK'nin 207/2. maddesinin aksine davalının fideleri sonradan teslim edeceğini ve buna rağmen teslim etmediğini ispat yükünün menfi tespit davalarını açan davacıya ait olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafından fidelerin bir kısmının davacıya, bir kısmının davacının isteği ile 3. kişilere teslim edildiğini savunmuş, teslim fişlerinin bir kısmında imza bulunmadığı anlaşılmış ise de; basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenilen davacının, 33 adet faturayı ticari defterine eksiksiz olarak kaydetmesi, süresinde fatura içeriklerine itiraz etmemesi ve ayrıca iade faturası düzenlememesi karşısında, ispat yükünün yer değiştirmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf, 33 adet faturaya konu fidelerin teslim edildiğine ilişkin karinenin aksini yazılı delillerle ispat edememiş, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmaları nedeniyle davalı tarafa yemin teklif edip etmeyecekleri sorulmuş, davacı taraf süresinde davalı tarafa yemin teklif etmediğinden, fidelerin kendilerine teslim edilmediğini ispat edememiştir.
Davacının ticari defterlerine göre davacı taraf davalıya 33 adet fatura karşılığında 667.970,78 TL. borçlu ise de, çeklerden dolayı ilgili banka tarafından 9.720 TL.lik banka çek yaprağı sorumluluk tutarı ödenmiş olduğundan davacının davalıya olan borcunun asıl dava ve birleşen dava tarihi itibariyle 667.970,78-9.720 = 658.250,78 TL. olduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafın, fidelerin teslimini ispat etmiş sayılması karşısında ödemeyi ispat yükünün davacıda olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı taraf ödeme amacıyla davalı tarafa asıl davaya konu toplam 650.000 TL. bedelli 7 adet çek ve birleşen davaya konu toplam 650.000 TL. bedelli 6 adet müşteri senedi vermiş ise de, çeklerden dolayı banka tarafından ödenen 9.720 TL.'lik banka sorumluluk tutarı hariç çek ve senet bedellerinin hiç birisinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraf asıl davaya konu 7 adet çekten 9.720 TL.'lik banka sorumluluk tutarı hariç geriye kalan kısmını ödediğini ispat edemediğinden, borcun da asıl dava tarihi itibariyle 658.250,78 TL. olduğu belirlenip, davada sadece çeklerden dolayı 650.000 TL. borçlu olunmadığının tespiti istenildiğinden, asıl davanın 9.720 TL.'lik kısım hariç kalan kısım yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise, 650.000 TL. tutarlı müşteri senetlerinden dolayı borçlu olunmadığının tespitinin istenilmesi, birleşen dava tarihi itibariyle davacının borcunun 658.250,78 TL. olduğunun kabul edilmesi, 6098 s. TBK'nin 133. maddesinde de açıklandığı üzere, özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesinin, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılamayacak olması karşısında, asıl davaya konu olan çeklerden sonra, birleşen davaya konu olan senetlerin verilmesinin borcun yenilenmesi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılarak, davacının birleşen davadaki bonolardan dolayı borçlu olmadığına ilişkin davasının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf, birleşen her iki davada feri nitelikte tazminat talebinde bulunmuş ise de; birleşen her iki davada davacı lehine herhangi bir ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması ve 2004 s. İİK'nin 72/4. maddesi gereğince şartlarının oluşmaması nedeniyle davalının birleşen her iki davadaki feri nitelikteki tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacının birleşen her iki davadaki menfi tespit taleplerinin sadece kambiyo senetlerine ilişkin olması ve icra takiplerine yönelik bir talebin bulunmaması nedeniyle, bir kısım dava konusu çek ve senetlerine ilişkin icra takipleri hakkında herhangi bir karar verilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacının birleşen her iki davada davalının dışında 3. kişiler yönünden de dava konusu çek ve senetlere ilişkin olarak menfi tespit talebinde bulunduğu görülmüş ise de; 3. kişiler yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf, birleşen her iki dava için 16/05/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağını da ibraz etmiştir. Yargıtay . HD’nin 01.04.2021 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, menfi tespit davaları arabuluculuk dava şartına tabi değil ise de, Konya'daki asliye ticaret mahkemelerinde özellikle bu içtihat tarihine kadar menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olarak uygulanması karşısında, aslında birleşen her iki dava için ihtiyari arabuluculuk tutanağı niteliğinde olan ve masraflarından tamamen davacının sorumlu olduğu bu belgenin, arabuluculuk konusundaki Konya asliye ticaret mahkemelerinin yukarıda yazılı içtihat tarihine kadar olan uygulamaları nedeniyle, hakkaniyet ve adalet prensipleri gereğince zorunlu arabuluculuk belgesi olarak kabul edilmesi gerektiği, her iki tarafın da arabuluculuk görüşmelerine katılması nedeniyle de bu arabuluculuk masraflarının yargılama giderlerine dahil edilerek, birleşen her iki davanın kabul ve ret oranına göre taraflardan tahsili gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının asıl ... E. sayılı davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, ... Bankası ... Şubesi'ne ait;
a) 15/05/2019 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
b) 15/04/2019 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
c) 15/03/2019 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
ç) 15/02/2019 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
d) 15/01/2019 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
e) 15/12/2018 keşide tarihli, ... çek nolu ve 100.000 TL. bedelli,
f) 15/11/2018 keşide tarihli, ... çek nolu ve 50.000 TL. bedelli olmak üzere toplam 650.000 TL. bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya 9.720 TL. BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E. sayılı davasının REDDİNE,
3-Birleşen her iki dava yönünden davalının feri nitelikteki tazminat talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihi itibariyle;
a) Asıl ... E. sayılı davadan dolayı, peşin alınan 11.100,38 TL. nispi karar ve ilam harcından, (dava değerinin 9.720 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 663,97 TL.nin mahsubu ile kalan 10.436,41 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
b) Birleşen ... E. sayılı davadan dolayı, peşin alınan 11.100,38 TL. nispi karar ve ilam harcından, alınması gereken 80,70 TL. maktu ret karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 11.019,68 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından birleşen her iki davada yapılan toplam 3.751,45 TL. yargılama giderinin, takdiren 1/2'si olan 1.875,73 TL.nin birleşen dava için yapıldığının kabulü ile davacı üzerinden bırakılmasına, kalan 1.875,72 TL.nin ise asıl dava için yapıldığının kabulü ile davanın kabul ve ret oranına göre (9.720 TL./650.000 TL.) takdiren 28,05 TL. yargılama gideri ve asıl davadaki 663,97 TL. peşin harçtan ibaret toplam 692,02 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından birleşen her iki davada yapılan toplam 76,50 TL. yargılama giderinin, takdiren 1/2'si olan 38,25 TL.nin birleşen dava için yapıldığının kabulü ile 38,25 TL.nin tamamı ve kalan 38,25 TL.nin ise asıl dava için yapıldığının kabulü ile davanın kabul ve ret oranına göre (9.720 TL./650.000 TL.) takdiren 37,68 TL.si olmak üzere toplam 75,93 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gerekçeli karar tebliği için davacı avansından yapılacak olan 13 TL. e-tebligat giderinin takdiren tamamının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ;
a) Asıl ... E. sayılı davadan dolayı,
aa) Davanın kabul edilen kısmı (9.720 TL.) üzerinden, davacı vekilleri için 5.100 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
bb) Davanın reddedilen kısmı (650.000-9.720 = 640.280 TL.) üzerinden, davalı vekilleri için 49.064 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b) Birleşen ... E. sayılı davadan dolayı, davalı vekilleri için (ve dava değerinin 650.000 TL. olduğunun kabulü ile) 49.550 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin takdiren yarısının (660 TL.) birleşen dava için yapıldığının kabulü ile 660 TL.nin tamamı ve kalan yarısının (660 TL.) da asıl dava için yapıldığının kabulü ile davanın kabul ve ret oranına göre 650,13 TL.lik kısmı olmak üzere toplam 1.310,13 TL.nin davacıdan, kalan 9.87 TL.lik kısmının ise davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re'sen ilgili taraflara iadesine,
11-Kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin, Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyası aslının ilgili icra müdürlüğüne iadesine,
Dair ; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK'nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere hakim ...'nin (...) muhalefeti ve oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2022
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
(MUHALİF)
MUHALEFET ŞERHİ: Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı, davaya konu çeklerin ve bonoların avans olarak verildiğini, karşılığında mal teslimi yapılmadığını iddia etmiş, davalı ise çeklerin ve bonoların mevcut borcun tasfiyesine ilişkin olarak verildiğini, avans niteliğinde olmadığını savunmuştur.
Bu kapsamda taraflar arasındaki ihtilaf; çeklerin ve bonoların avans olarak verilip verilmediği, avans olarak verilmiş ise çek ve bono bedellerine istinaden mal teslimi yapılıp yapılmadığı ile davacının bu senetler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı hususlarından ibarettir.
İhtilafın çözümü için öncelikle çeklerin ve bonoların mevcut borcun tasfiyesi için mi yoksa avans olarak mı verildiğinin belirlenmesi gerekir. Bu konuda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının senetlerin avans niteliğinde olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Zira senet ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut borcun tasfiyesi için verildiğinin kabulü gerekir.
Davacı senetlerin avans niteliğinde olduğu iddiasına dayanak yazılı bir delil ibraz edememiştir. Ancak, davalıya ait ticari defterlerde yapılan inceleme neticesinde; 07/05/2018 tarihi itibariyle davalının 509.720,59 TL tutarında davacıdan alacaklı olduğu, davalıya aynı tarihte toplam bedeli 650.000,00 TL olan asıl davaya konu çeklerin verildiği, bedeli ödenmemiş olsa dahi bu tarih itibariyle cari hesaba göre davacının 140.279,41 TL tutarında davalıdan alacaklı hale geldiği belirlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ... E ... K sayılı kararında belirtildiği üzere asıl davaya konu toplam bedeli 650.000,00 TL olan çeklerin 140.279,41 TL'lik kısmının avans olarak verildiğinin kabulü gerekir. Zira davalı 07/05/2018 tarihi itibariyle 509.720,59 TL tutarında alacaklı olmasına rağmen aynı tarihte davalıya 650.000,00 TL'lik çek verilmiştir. Dolayısıyla davacının 07/05/2018 tarihi itibariyle davalıya 140.279,41 TL tutarında avans ödemesi yaptığının, diğer ifadeyle toplam çek bedelinin 140.279,41 TL'lik kısmının avans niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Davalının defter kayıtlarından yola çıkılarak yapılan değerlendirme sonucunda 650.000,00 TL'nin 140.279,41 TL'lik kısmı yönünden ispat yükü ters çevrilmiş olup, davalının bu tutar mukabilinde davacıya mal teslimi yaptığını ispatlaması gerekir.
Davacı, tavzih dilekçesi ibraz ederek dilekçede ayrıntısı belirtilen faturalardaki malların kendilerine teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı ise faturalara konu malların bir kısmının davacıya bir kısmının ise davacının talimatı uyarınca dava dışı şahıslara teslim edildiğini savunmuştur.
Davacının toplam bedeli 650.000,00 TL olan çeklerin (650.000,00-140.279,41 =) 509.720,59 TL'lik kısmının avans ödemesi niteliğinde olduğunu ispatlayamadığından çeklerin verildiği tarih olan 07/05/2018 tarihinden önceki döneme ilişkin faturalardaki malların teslim edilip edilmediğinin ve kime teslim edildiğinin bir önemi yoktur. Zira yukarıda da belirtildiği üzere çeklerin kural olarak mevcut borcun tasfiyesi için verildiği kabul edilmelidir. Ancak 07/05/2018 tarihinden sonraki döneme ilişkin faturalar yönünden ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı bu faturalardaki malların davacıya teslim edildiğini ispat yükü altındadır.
Davacıya ait ticari defterlerde yapılan inceleme neticesinde 07/05/2018 tarihinden sonraki döneme ait faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Faturaların defterlerde kayıtlı olması malların teslim edildiğine karine teşkil eder. Hayatın olağan akışına göre faturanın ve faturaya konu malın alıcısına aynı anda teslim edilmesi beklendiğinden alıcı tarafından faturanın defterlere işlenmesi malın da teslim alındığına karine teşkil eder. Ancak davalı faturalara konu malların davacının talimatı üzerinde başkaca firmalara teslim edildiğini savunmuştur. Gerçekten de 07/05/2018 tarihinden sonraki döneme ilişkin faturalar ve faturaların bağlı olduğu sevk irsaliyeleri dikkate alındığında bu faturalara konu malların sevkiyatının davacı dışında başkaca firmalara yapıldığı anlaşılmıştır. Sevkiyatın davacıya yapılmaması karşısında davalı satıcının lehine oluşan karineden yararlanması mümkün değildir. Zira hayatın olağan akışına göre faturanın, sevk irsaliyesinin ve malların alıcısına gönderilmesinin gerekmesine rağmen mallar dava dışı firmalara, fatura ise davacıya gönderilmiştir. Dolayısıyla, her ne kadar faturalar davacı defterlerinde kayıtlı ise de; davalı 07/05/2018 tarihinden sonraki döneme ilişkin faturalardaki malların dava dışı firmalara teslim edilmesi yönünde kendisine talimat verildiğini ve talimata uygun olarak malların dava dışı firmalara teslim edildiğini ispatlamalıdır. Bu bakımdan hem davacının hem de davalının sevk irsaliyelerinde yazılı dava dışı firmalar ile olan münasebetlerinin değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar davalı sevk irsaliyeleri ve teslim fişleri ibraz etmiş ise de, sevk irsaliyelerinin ve teslim fişlerinin teslim alan kısmının boş olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle davalının dahi, ticari defterlerde dava dışı firmalar yönünden de inceleme yapılmasını talep etmesi karşısında, davacının ve davalının gerekirse dava dışı firmaların da ticari defterlerinde inceleme yapılarak, malların teslim edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Üye ...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.