12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/17547 Karar No: 2012/34790
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/17547 Esas 2012/34790 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/17547 E. , 2012/34790 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2) Alacaklının temyiz itirazlarına gelince : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, borçlu vekilinin takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, grafoloji ve sahtecilik uzmanınca düzenlenen 20.12.2010 tarihli bilirkişi raporunda, senetteki borçlu adına atılan imzaların borçlunun eli mahsulü olduğunun rapor edildiği, rapora itiraz üzerine alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"nin 25.05.2011 tarihli raporunda ise, senetteki borçlu imzalarının borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği görülmektedir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"nin 25.05.2011 tarihli raporuna itibar edilerek itirazın kabulü ile borçlu yönünden icranın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"nin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmayıp, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması da yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından anılan rapora itibar edilerek sonuca gidilemez. HGK"nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay"ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır. O halde mahkemece, öncelikle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca imzanın muteriz borçluya ait olduğu kanaatine varılması halinde ise borçlunun diğer istemlerinin incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.