20. Ceza Dairesi 2016/1921 E. , 2016/5800 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ..... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce 10.03.2015 tarihinde verilen 2014/207 esas ve 2015/64 sayılı kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 18.04.2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) ... Ağır Ceza Mahkemesi"nce 10.03.2015 tarihinde 2014/207 esas ve 2015/64 karar sayı ile verilen, hükümlü ....’ın, TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası ve 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın temyiz isteminden vazgeçmesi nedeniyle hükmün temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği;
b) ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.03.2015 tarihli, 2014/207 esas ve 2015/64 sayılı kararı ile cezalandırılmalarına karar verilen diğer dosya sanıkları yönünden “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.10.2015 tarihli ve 2015/16090-6503 sayılı ilâmı ile “28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi ile 6545 sayılı Yasa ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle hakkında daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmayan sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu, sanıkların geçmiş tarihli işlenmiş ve bu dava konusu olmayan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu nedeniyle verilen tedbir kararlarının sanıklar hakkında geçici 7/2. maddesinin uygulanmasına engel oluşturmayacağı..” belirtilerek diğer dosya sanıkları hakkındaki hükümlerin bozulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «dosya içeriğine göre yargılama konusu suç nedeniyle hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmayan ve işbu suçu denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlememiş olan sanık hakkında anılan ilâm doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 10.03.2015 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Yapılan incelemede;
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Dikkate alındığında, mahkemenin; dava konusu olmayan 27.08.2012 tarihli suça ilişkin olarak......Sulh Ceza Mahkemesi’nce 2012/880 esas ve 2013/109 sayılı tedavi ve denetim kararı verildiği ve sanığın denetim kararına uymayarak yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle,hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; .....Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.03.2015 tarihli ve 2014/207 esas ve 2015/64 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.