Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29890 Esas 2019/2544 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29890
Karar No: 2019/2544
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29890 Esas 2019/2544 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/29890 E.  ,  2019/2544 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, bankaya olan borcu nedeniyle taşınmazı üzerine konulan ipoteğin dava dışı ... ... tarafından 35.850,00 TL ödenerek kaldırıldığını ve alacağın ... ... tarafından dava dışı ...’a temlik edildiğini ve bu kişi tarafından da ... ...’ın talimatı ile davalıya devredildiğini, bu devir anlaşmasından önce ... ... ve ...’ın huzurunda; taşınmazın 90.000,00 TL bedelle satışı hususunda anlaştıklarını, bu kapsamda taşınmazın davalı tarafından icrada ihale yoluyla satışa çıkarttırılarak ödenecek bedel ile avukata ödenecek ücretin aralarında kararlaştırdıkları satış bedelinden düşüldükten sonra kalan bedelin tarafına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, taşınmazın icra yoluyla satışa çıkarıldığını ve davalının oğlunun 51.800,00 TL bedelle taşınmazı zatın aldığını, kendisi tarafından avukata ödenmesi gereken ücretin ise 3.000,00 TL olduğunu, bu bedellerin sözleşmede kararlaştırılan satış bedelinden düşüldükten sonra bakiye kalan 35.200,00 TL’nin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek 35.200,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın dayanağının ne olduğunun tam olarak anlaşılamadığı ve bu şekilde sözleşme düzenlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine; HMK"nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” ve yine HMK"nun 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiş olup, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Söz konusu düzenlemelere göre, hakim tarafından öncelikle dilekçelerde yazılı vakıalarla ilgili açık olmayan, belirsiz gördüğü hususları davacıya açıklattırmalı ve daha sonra HMK 194. maddesi gereğince tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların somutlaştırılması istenilmelidir. Bu bağlamda, mahkemece, davacının talebine ve davalının savunmasına göre tüm deliller toplanıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.