Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/14358 Esas 2017/7140 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/14358
Karar No: 2017/7140
Karar Tarihi: 25.05.2017

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/14358 Esas 2017/7140 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın resmi nikahlı eşi olmamasına rağmen karısına karşı yaralama suçu işlediği gerekçesiyle mahkum etti. Ancak mahkeme kararında, rapora nazal kemik kırığının yaşam fonksiyonlarını hafif derecede etkilediği belirtilmesine rağmen, katılanın sanığın eylemiyle burnunda kemik kırığına neden olduğu anlaşıldığı yazılarak çelişki yaratıldı. Ayrıca olayda haksız tahrik durumunun tartışılmadığı ve katılanın vekalet ücretinin sanıktan alınarak verilmesi gerektiği vurgulandı. Anayasa Mahkemesi’nin belirli maddeleri iptal etmesi nedeniyle sanığın hak yoksunluğu durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Kararda 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesi haksız tahrik, 53. maddesi hak yoksunluğu durumları hakkında detaylı bilgi vermektedir.
3. Ceza Dairesi         2016/14358 E.  ,  2017/7140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) ...Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 25/09/2013 tarihli kati raporunda; sağ el 3. parmak distalinde fissür saptandığı, nazal fraktür saptanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçe kısmında raporda nazal kemik kırığının yaşam fonksiyonlarını hafif derecede etkilediği yazılmak suretiyle ve katılanın sanığın resmi nikahlı eşi olmamasına rağmen gerekçeli karar ve kısa karara ilişkin hüküm kısmında yine Sanığın bu eylemi ile müştekinin burnunda kemik kırığına neden olduğu anlaşıldığından cezasının, resmi evli olduğu eşine karşı işlediği anlaşılmakla yazılmak suretiyle çelişki yaratıldığı,
    2) Tarafların aşamalardaki beyanları ve alınan doktor raporlarına göre sanık ile katılanın karşılıklı birbirlerini yaralamaları şeklinde gerçekleşen olayda, sanık savunmaları ve tanık beyanlarına göre, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinden şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilerek, 5237 Sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin karar yerinde tartışılmaması,
    3) Katılanın kendisini vekil ile temsil etmediği, dosya içerisinde de bu hususa ilişkin vekaletname bulunmadığı halde hüküm kısmında katılan vekili için tahakkuk eden 1.500 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine yazılması,
    4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde belirilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






























    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.