Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3311
Karar No: 2021/1183

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3311 Esas 2021/1183 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2020/3311 E.  ,  2021/1183 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen katkı payı, katılma alacağı, değer artışı talepleri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise yoksulluk nafakası, reddedilen katkı payı katılma alacağı talepleri, kadının kabul edilen katkı payı-katılma alacağı talepleri ve yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden
    temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Tarafların kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına dair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
    b-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Tarafların katılma alacağı ve değer artışı taleplerine (mal rejiminin tasfiyesi taleplerine) dair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma ve değer artış payı alacak isteklerine ilişkindir.
    Taraflar 30.01.1999 tarihinde evlenmiş ve 06.07.2007’de açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 05.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun m.10, TMK m. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, malvarlıklarından ... ; ... bağımsız bölümün; ... bağımsız bölümün; ... ....Şti.’nin tasfiyeye konu edildiği anlaşılmıştır.



    Dosyanın tetkikinden, tasfiyeye konu edilen malvarlıklarından davalı-karşı davacı erkek adına kayıtlı 7 nolu mesken, şirket ve motorsiklete yönelik mahkemece yapılan bir kısım kabullerin dosya kapsamına uygun düşmediği ve hükme esas alınan rapor incelendiğinde hesaplama yöntemi ve esas alınan değerlerin yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu; diğer malvarlıklarının tasfiyesine dair kararın ise yerinde olduğu anlaşılmıştır.
    Tasfiye konusu ... üyeliğinin davalı-karşı davacı erkek tarafından 30.10.2001 tarihinde dava dışı üçüncü şahıstan satın alarak devralındığı, 2003 yılında yapılan kura ile 7 nolu meskenin davalı-karşı davacının kooperatif hissesine isabet ettiği, kooperatife yapılan ödemelerin eşler arasında mal ayrılığı ve edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem ile mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonraki dönem devam ettiği sabittir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Mahkemece, 7 nolu mesken yönünden yazılı şekilde ziynetlerle katkı ispat edilemediğinden değer artış payı alacağı bulunmadığı kabul edilmiş, bununla birlikte ilgili kooperatife edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerin varlığından hareketle mesken yönünden davacı-davalı kadın lehine sadece katılma alacağına hükmedilmiştir. Ne var ki dosya kapsamındaki bilgi, belge, taraf ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı-davalı kadının ziynetlerinin kooperatif hissesinin edinilmesinde kullanıldığının kabulü ve hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, davalı-davacı erkek tarafından kooperatife yapılan ödemelere ilişkin ... cevabında, davalı-davacının üyeliği 30.10.2001 tarihinde 1000 TL bedel ile devraldığı, 2001’de 2550 TL, 2002’de 3700 TL, 2003’te 3000 TL, 2004’te 5250TL, 2005’te 4000 TL, 2006’da 9650 TL, 2007’de 3000TL, (2008 ve 2009 yok), 2010’da 4490TL,2011’de 1650TL, 2012’de 3245 TL,2013’te 2075 TL ve 2014’te 300 TL olmak üzere üyeliği devraldığı 2001 yılından 2014 yılına kadar kooperetife toplam 43.910,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Yapılan hesaplamada ise hatalı şekilde davalı-davacı erkek tarafından kooperatif hisse devir sözleşmesinde yer alan 1000 TL bedel hesaplamaya dahil edilmediği gibi, mal rejiminin sona erdiği 06.07.2007 tarihinden sonraki ödemelerin de davalı-davacı erkeğin kişisel malı olduğu dikkate alınmamıştır. Sadece 01.01.2002 ile 06.07.2007 tarihi arasında yapılan ödemelerin edinilmiş mal olarak kabulü gerekir. Meskenin tasfiye tarihi itibariyle belirlenen sürüm (rayiç) değeri yerine eski tarihli değeri üzerinden hesap yapılması da doğru değildir.
    Tasfiyeye konu edilen şirket hakkında ise, davalı-karşı davacı erkeğin eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem babasından devir yoluyla edindiği hissenin aksi ispat edilemediğinden davalı-karşı davacı erkeğin kişisel malı olarak kabul edilmesi yerinde olmuştur. Bununla birlikte, TMK’nın 219/4. maddesi gereği eşlerin kişisel mallarının gelirinin edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiği, somut olayda davalı-karşı davacı erkeğin kişisel malı olan şirket hissesi nedeniyle var ise eline geçen kâr payının veya başka gelirlerinin edinilmiş mal olacağı gözden kaçırılmış ve bu husus üzerinde yöntemince araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde talebin tümden reddine karar verilmiştir.
    Tasfiyeye konu eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde davalı-karşı davacı erkek adına edinilen motorsiklet yönünden ise hesaplamada karardan altı sene evvel gerçekleştirilen keşif tarihi 26.04.2013 itibariyle değerin esas alınması hatalıdır.
    Mahkemece, öncelikle yapılacak iş bozma nedeniyle güncelliğini yitireceğinden 7 nolu meskenin ve motorsikletin tasfiye (bozmadan sonra verilecek karar tarihine en yakın) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değerleri belirlenmelidir. Motorsikletin belirlenecek sürüm değeri artık değer kabul edilerek davacı-karşı davalı kadının katılma alacağı miktarı tespit edilmelidir. 7 nolu mesken yönünden kooperatife yapılan toplam ödeme miktarında ve mal rejimi sona erdikten sonra yapılan ödeme miktarında yukarıda açıklanan hatalı tespitler giderildikten sonra ziynetler yönünden davacı-davalı kadının değer artış payı alacağı ve kalan kısım yönünden katılma alacağı hesaplanmalıdır.



    Tasfiyeye konu şirket yönünden, mal rejiminin sona erdiği 06.07.2007 tarihine kadar, dava konusu şirketin kâr edip etmediğinin, kâr etmişse davalı-karşı davacı erkeğe şirket kâr payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kâr payı ödemesi yapılmamışsa kârın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının yöntemince araştırılıp belirlenmelidir. Kâr payı ödemesi yapılmış veya kârın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenmeli ve TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm değeri bulunmalıdır. Açıklanan değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
    Davacı-karşı davalı kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebine yönelik olarak izah edilen eksilik ve hatalar giderildikten sonra kazanılmış haklar ve talep miktarları gözetilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere açıklanan yönlerden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1/a) bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, (1/b) ve (2.) bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.02.2021 (Çrş.)



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi