Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8211 Esas 2018/9862 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8211
Karar No: 2018/9862
Karar Tarihi: 10.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8211 Esas 2018/9862 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/8211 E.  ,  2018/9862 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı ile aralarında 18.10.2013 başlangıç tarihli yıllık 23.500.-TL bedelli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, kira bedelinin peşin olarak ödenmesi hususunda anlaştıkları halde davalının 2015 yılına ait kira bedelinden sadece 1.800.-TL kira bedelini ödediğini, bakiye 21.700.-TL kira bedelini ödemediğini belirterek bu miktarın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında; taşınmazda halen kiracı olduğunu, kira bedelinin peşin olarak yıllık 22.000.-TL ödenmesi hususunda anlaştıklarını, taşınmazla ilgili açılan davalar olduğundan mağdur olmamak için kira bedelini ödemediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinede “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu itibarla kiracı, yararlanmanın karşılığı kiraya verene bir bedel ödeyecektir. Kira sözleşmesinin tarafı olan kiraya verenin mutlaka malik olması gerekmez. Yine kira sözleşmelerinde şekil şartı olmadığından sözleşme yazılı olabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir.
    Somut olayda, dava konusu taşınmazın davacı kiraya veren tarafından davalıya kiralandığı; taraflar arasında kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 18.10.2013 tarihi olduğu ve kira bedelinin yıllık peşin olarak 22.000.-TL ödeneceği hususları uyuşmazlık konusu
    değildir. Kira sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğundan kiraya verenin malik olmasına gerek yoktur. Davacı kiraya veren olarak sözleşmenin tarafı olup dava açma hak ve yetkisini sözleşmeden almaktadır. O halde; Davacının kiraya veren sıfatı ile kira alacağı talep etmesinde ve dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece; davacının, ödenen 1.800.-TL kira alacağı haricinde bakiye kısma ilişkin yıllık kira bedelinin tamamını talep edebileceği hususu gözetilerek işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.