Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/748 Esas 2018/7256 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/748
Karar No: 2018/7256

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/748 Esas 2018/7256 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir hırsızlık suçundan sanığın mahkumiyetine karar vermiştir. Yapılan temyiz başvurusu sonucunda, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve ertelenmesine karar verilirken, eski yasaların hükümlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Yani 5237 sayılı TCK'nın 50. ve 51. maddelerinin yerine 647 sayılı Yasa'nın 4 ve 6. maddelerinin hükme esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, temel cezanın alt sınırının beş yıl hapis olarak öngörüldüğü ve cezanın belirli bir oranda artırılmasına ilişkin TCK'nın 143. maddesinde düzenlenen nitelikli halin, hapis cezasının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı ifade edilmiştir.
17. Ceza Dairesi         2016/748 E.  ,  2018/7256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2016/939 Esas ve 2016/465 Karar ve 06.12.2016 tarihli kararında belirtildiği üzere; savunmasını bizzat yapacağını beyan eden ve kendisine müdafi atanması talebinde bulunmayan sanığın, gece vakti işlediği iddia olunan, bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçu için 5237 sayılı TCK"nın 6545 sayılı Kanun"un 62. maddesiyle değişik 142/2-h maddesinde temel cezanın alt sınırının beş yıl hapis olarak öngörülmesi ve cezanın belirli bir oranda artırılmasına ilişkin TCK"nın 143. maddesinde düzenlenen nitelikli halin, 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii görevlendirilmesinde esas alınması gereken hapis cezasının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı cihetle, yerel mahkemece sanığa zorunlu müdafii görevlendirmeksizin yargılamaya devam edilip hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiğinden bahisle tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Sanık hakkında hüküm kurulurken, 765 sayılı Yasa hükümleri lehe kabul edilip uygulama yapıldığına göre, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 647 sayılı Yasa"nın 4 ve 6. maddelerinin hükme esas alınması gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesine aykırı olarak 5237 sayılı TCK"nın 50. ve 51. maddelerinin hükme esas alınması ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanması suretiyle karma uygulama yapılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.05.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.