12. Hukuk Dairesi 2012/16758 E. , 2012/34511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK.nun 168/4.maddesi uyarınca borçlunun takip müstenidi kambiyo senedindeki imzaya itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 04.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 05.02.2009 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, yurt dışında ikamet ettiğini sadece yaz aylarında Türkiye"de kaldığından kendilerine tebligat yapılmadığını, takibi 03.02.2009 tarihinde haricen öğrendiklerini belirterek imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğindedir.
Bu durumda mahkemece öncelikle ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilip, buna göre itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayet hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden, itirazın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan İİK.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince , borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 119.238 TL. edeceği ve borçlunun haline uygun bir evi 120.000 TL dan daha az bedelle satın alamayacağı bildirilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın da belirlenmemesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun taşınmazın bulunduğu ..."nin daha mütevazi bir yerinde haline münasip evi alabileceği değerin tespitinden sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bendde yazılı nedenlerle alacaklı yararına İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.