11. Ceza Dairesi 2015/7280 E. , 2017/1420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dairemizce sanıklar hakkında verilen 14.05.2013 gün ve 2011/5251 E, 2013/7776 sayılı bozma kararından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca kabul edilen ve Dairemizce de benimsenen, 22.04.2014 gün ve 2013/11-397 sayılı kararında açıklandığı üzere; gerek 765 sayılı TCK"nın, gerekse de 5237 sayılı TCK"nın belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamunun güveni olması ve bu suçların kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; bu suçların mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekmektedir. Aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi birden fazla kişiye karşı işlenmiş olan sahtecilik suçlarında hükmolunacak sonuç ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi” başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde, "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacaktır.
Öğretide, belgede sahtecilik fiilinin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde ilgili kişinin de mağdur sayılacağı yönünde bir kısım görüşler olmakla birlikte, çoğunluk itibariyle, anılan suçların mağdurunun kamu olduğuna ilişkin, "sahtecilik suçlarının mağduru daima devlettir. Bu suçlar dolayısıyla maddi ya da manevi bir zarara uğrayan kimse ise, mağdur olmayıp, "suçtan zarar gören kişi" sayılır ve böyle bir veya bir kaç kişinin bulunması, suçun hukuki konusunu etkilemez" (Sahir Erman, Ticari Ceza Hukuku Cilt III, Sahtekarlık Suçları, İstanbul 1981, 4. Baskı, s. 10), "Resmi evrakta sahtecilik suçları TCK"da topluma karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenmiş olduğu için bu suç tiplerinin toplumu oluşturan bireylerin tamamına karşı işlenmiş olduğunun kabulü gerekir." (Veli Özer Özbek, Mehmet Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 4. Baskı, 2012, s. 759) şeklinde görüşler bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; sanık ... hakkında sahte araç muayenesi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı mahkemelerde çok sayıda kamu davası açıldığı, Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada iddianame tarihinin 15.05.2007 olduğu, bu tarihe kadar sanığın eyleminin kül halinde zincirleme tek suç oluşturduğu, ayrıca sanık hakkında İzmir 23. Asliye Ceza mahkemesinin 2007/194 esas, 2010/797 karar sayılı ilamı ve Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/650 esas, 2008/803 karar sayılı ilamı ile aynı suç nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği, kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, anılan dosyalardaki suç tarihlerinin 15.05.2007 tarihinden önce olduğu anlaşıldığından; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 gün ve 2014/847 Esas, 2016/123 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu diğer suçlarla ilgili olarak mahkemece; kesinleşen hükme konu eylem de gözönüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurup, kesinleşen hükümlerdeki sonuç cezaların mahsubu suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık ... yönünden yapılan incelemede de; sanık hakkında sahte araç muayenesi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/247 esas ve birleşen Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/509 esas sayılı dosyalarındaki suç tarihlerinin sırasıyla 24.04.2006 ve 02.06.2006 olup Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/247 esas sayılı dosyadaki 03.09.2007 tarihli iddianameye kadar sanığın eyleminin kül halinde zincirleme tek suç oluşturduğu gözetilmeden eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2017 gününde oybirliğiyle kararverildi.