Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/8902 Esas 2016/3089 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8902
Karar No: 2016/3089
Karar Tarihi: 29.02.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/8902 Esas 2016/3089 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/8902 E.  ,  2016/3089 K.
"İçtihat Metni"




Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 27.02.2004 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 32.418,41-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir.
Somut olayda, maddi tazminat istemli davanın 21.05.2014 tarihinde açıldığı, davacı talebinin 24.12.2014 tarihli ıslah ile artırıldığı, davacının 27.02.2004 tarihindeki iş kazasına ilişkin maddi tazminat istemi ile ıslahen artırılan maddi tazminat kısmına ilişkin davalı yanın süresinde zamanaşımı def"i"nde bulunduğu hususları tartışmasızdır. Yukarıda değinildiği üzere iş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Halin böyle olmasına göre eldeki davada davacının maddi tazminat alacağının zamanaşımına uğradığı buna göre de Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar vermesinin hatalı olduğu açıktır.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.02.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.