22. Hukuk Dairesi 2018/7279 E. , 2018/14313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/02/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi ve tebligat eksikliğinin giderilmesi için mahkemesine geri çevrildi. Eksiklik giderildikten sonra dosya yeniden Dairemize gelmekle, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin 25/09/2005-01/12/2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde otopark görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının çalışma süresi noktasındadır.
Somut olayda, Mahkemece, davacının 25/09/2005-01/12/2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı kabul edilmiş ise de, çalışma süresinin belirlenmesinde yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir. Beyanlarına itibar edilen davacı tanıklarının bordro tanığı olup olmadığı noktasında bir denetleme yapılmadığı gibi, davalı tanığı ...’nın davacının çalışma süresi hakkındaki bilgi ve görgüsünün sorulmadığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeplerle, çalışma süresi noktasındaki uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle dinlenilmesinden vazgeçilmesine dair bir ara karar tesis edilmeden dinlenilmeyen davacı tanıkları da dinlenilmeli; tanıkların bordro tanığı olup olmadığı noktasında araştırma yapılmalı; ayrıca davalı tanığı ...’nın, davacının çalışma süresi hakkındaki bilgisi de sorularak tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle çalışma süresi belirlenmelidir.
Ayrıca;
Mahkemece, davacı tanıkları beyanlarına itibar edilerek, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise de, dinlenen davacı tanıklarının işverene karşı dava açmış olmaları sebebiyle husumetlerinin bulunduğu sabittir. Salt husumetli tanık beyanlarına dayanılarak sonuca gidilmesi yerinde değildir. Davalı tanıklarının ise, ulusal bayram ve genel tatil çalışması hakkındaki bilgileri sorulmamıştır. Anılan sebeple, dinlenilmesinden vazgeçilmesine dair bir ara karar tesis edilmeden dinlenilmeyen davacı tanıkları dinlenilmeli; davalı tanıklarının da konu hakkındaki bilgisi sorulduktan sonra, yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır.
Haftalık fazla çalışma süresi bakımından ise, davalı tanığı ...’nın beyanı da dikkate alındığında, fazla çalışma süresinin haftalık sekiz saat olduğunun kabul edilmesi (yukarıda açıklanan çalışma süresine yönelik bozma sebebi saklı kalmak üzere) yerinde görülmüştür.
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tazminat alacakları brüt tutarda, sair ücret alacakları ise net tutarda mütalaa edilmiştir. Mahkemece, yazılı tutarda mütalaa edilen alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak, hangi alacağın brüt, hangi alacağın net tutarda hüküm altına alındığının hüküm sonucunda belirtilmemesi, infazda tereddüte yol açacak nitelikte olması sebebiyle hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.