Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2220
Karar No: 2020/249

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2220 Esas 2020/249 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının kayıtlı markalarının kullanılmadığını ve hükümsüz sayılması gerektiğini iddia etmiş, fakat ilk derece mahkemesi davanın kısmen kabul edilerek sadece davalının markalarının şerbetler sınıfındaki kullanımının gösterilmesi istenmiştir. Bu karar üzerine taraflar istinaf başvurusunda bulunmuş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin 14.12.2016 tarihli kararı gereğince davayı reddetmiştir. İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddedilmesi sonucuna varılmıştır. Karar, HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca verilmiştir. Kanun maddesi gereği, yargılamada eksiklik olmadığı takdirde veya gerekçede hata edilmediyse, düzeltme yapılarak yeniden karar verilmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Kanuna göre, davada bir hata bulunmadığından ve davacının temyiz itirazlarının kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir. Kanun maddesi: HMK'nın 353/1-b-2. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2019/2220 E.  ,  2020/249 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada ...3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2018 tarih ve 2016/703 E- 2018/136 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/02/2019 tarih ve 2018/795 E- 2019/170 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının 2015/34065, 2015/34067 ve 2015/34057 sayılı markaların tescili için TPMK’ye yaptığı başvuruların davalı markaları nedeni ile reddine karar verildiğini, davalının markalarını tüm sınıflarda kullanmadığını, oysa 556 sayılı KHK."nın 14. maddesi gereği markaların 5 yıl kesintisiz olarak kullanımının zorunlu olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 2011/88950 "Eczade", 2011/07705 "Zadevitalnatural suppements", 2010/10456 nolu "Zade daily natural supplements", 2009/02390 nolu "Zade", 2008/75030 nolu "Zade Natural+Şekil", 2008/155587 nolu "Zade", 2008/01055 "azade+şekil", 2007/71209 "Zade Olive Pomace oil+Şekil", 2002/34912 "Zade", 93/007094 nolu "Helvacızade", 1993/007093 "Helvacızade Zade" ve 93/007092 nolu "Zade" ibareli markaların, kullanılmayan ürün ve hizmetler açısından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinlerine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarih 2016/148 E.-2016/189 K. sayılı kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak davanın incelenip karara bağlanması gerekirken, iptal ile ilgili davalı tarafın karar tefhiminden sonra durumu hatırlatması üzerine, eldeki davada bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kısa kararda verilen hükmün bu sebeple olduğu gibi bırakıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu markaların 32. sınıfta yer alan "şerbetler" yönünden davalı tarafça ciddi olarak kullandığını gösteren herhangi bir delil bulunmadığından terkinine karar verilmiştir.
    Bu karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, dava tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2016/148 E. ve 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı KHK.’nın 14. maddesinin iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin bahsi geçen iptal kararının kazanılmış hakları etkilememek kaydıyla derdest davalarda dikkate alınması gerektiği, davanın yasal açıdan dayanağını kaybettiği, dolayısıyla işbu davanın da aynı nedenle reddine karar verilmesi gerektiği halde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, HMK."nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada
    eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği, İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer ve davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği gerekçesiyle, davalı vekilinin diğer ve davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve ileri sürülen temyiz sebeplerine göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi