22. Hukuk Dairesi 2015/34551 E. , 2018/14302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 22/06/2004 - 16/09/2013 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin aylık asgari geçim indirimi hariç 1.100,00 TL ücret aldığını, müvekkilinin davalı işverence ücret ve asgari geçim indirimi alacağının tam ve zamanında ödenmemesi üzerinde iş akdini 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/II-e bendi uyarınca feshettiğini ileri sürerek ücret, asgari geçim indirimi, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında fazla çalışma ve genel tatil alacağının hesaplanması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı konusunda da geçerlidir.
Somut olayda, davacı haftanın 6 günü 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatleri arasında mesai yaptığını, ancak iş yoğunluğuna göre fazla çalışmalarının da bulunduğunu iddia etmiş olup Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işyeri kayıtlarına göre davacının genel olarak 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, günlük 8 saatlik çalışma süresinden 1 saatlik ara dinlenme süresinin mahsubu halinde davacının fazla çalışmasından bahsedilemeyeceği belirtilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda, davacının genel olarak 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, günlük 8 saatlik çalışma süresinden 1 saatlik ara dinlenme süresinin mahsubu halinde davacının fazla çalışmasından bahsedilemeyeceği belirtilmiş ise de, dava dilekçesinde mesainin iş yoğunluğuna göre bu saatleri aşacak şekilde uzadığı belirtilmiş olup, gerçekten de işe giriş çıkış kayıtlarında işe giriş ve çıkış saatlerinin kabul edilen mesai saatlerinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple kayıt bulunan dönem bakımından bu kayıtların ayrıntılı incelenmek suretiyle hafatlık fazla çalışma sürelerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir. Kayıt bulunmayan dönemler bakımından ise davacı tanıklarının husumetli olduğu göz önünde bulundurularak ilgili dönemlerdeki fazla çalışma talebinin reddine karar verilmelidir.
Kabul göre de, her ne kadar davacı vekili tarafından söz konusu işyeri giriş çıkış kayıtlarının dışarıdan müdahale edilebilir nitelikte olduğu iddia edilmiş ise de, aynı gün dairemiz incelemesinden geçen emsal dosyalarda (Dairemiz 2015/34451 esas ve 2018/14299 karar sayılı ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/250 esas ve 2015/267 karar sayılı dosyası, Dairemiz 2015/34452 esas ve 2018/14300 karar sayılı ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/414 esas ve 2015/271 karar sayılı dosyası vd.), işbu dosyadaki hesaplamaya esas alınan çalışma dönemini de kapsayacak şekilde işyeri giriş çıkış kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde söz konusu listeler üzerinde herhangi bir değişiklik gerçekleştirildiğine ilişkin emare bulunmadığı belirtilmiştir. Bu sebeple söz konusu kayıtlara dayanılarak yeniden ayrıntılı biçimde hesaplama yapılması yerinde olacaktır.
Ayrıca somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal byarm ve genel tatil ücreti alacağı bakımından, 01/07/2011-31/12/2011 tarihleri arasında 5,5 gün çalışma yapıldığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Söz konusu hesaplama dosyada yer alan işyeri giriş-çıkış kayıtlarına uygun değildir. Davacının talebi ile de bağlı kalınarak, talebi doğrultuusunda davacının 6,5 gün çalıştığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması gerekirken 5,5 gün çalışıldığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.