16. Hukuk Dairesi 2018/5020 E. , 2021/2509 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 2742 parsel sayılı 9.050,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle, davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve taşınmazın murisleri ... mirasçıları adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinden önceki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacılar, çekişmeli taşınmazın murisleri ..."den intikal ettiğini ileri sürerek, mirasçıları adına tescili istemiyle, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan kayıt maliki Hazine aleyhine dava açmışlardır. Ölüm tarihi itibariyle terekesi TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kuşkusuz olan murisin, dosya arasında bulunan nüfus kayıt örneğine göre davacılar dışında da mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 701. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazın tamamına yaygındır. TMK" nın 702/2. maddesinde de yapılacak tasarrufi işlemlerde mirasçıların oybirliğinin aranacağı hükme bağlanmış olup, dava açılması da bir tasarrufî işlem olduğuna göre, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları ya da anlaşma sağlanamaz ise terekeye temsilci atanması suretiyle dava açılması gerekir. Somut olayda davalı Hazine, murisin terekesi karşısında 3. kişi konumunda bulunduğundan, davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekmektedir. Ne var ki, murisin davacılar dışındaki mirasçıları davada taraf olarak yer almadığından, davada aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez. Oysaki, aktif dava ehliyetin varlığı dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa, davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatlerinin alınması, davaya katılmalarının sağlanması veya TMK"nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanmasını sağlaması hususunda süre ve imkan tanınmalı ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanacak tüm delilleri birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.