Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32969
Karar No: 2018/14285
Karar Tarihi: 05.06.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/32969 Esas 2018/14285 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/32969 E.  ,  2018/14285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 02.03.2011-31.12.2012 tarihleri arasında dava dışı ... Elektrik Dağıtım A.Ş."de çalışmaktayken şirketin ikiye bölündüğünü, müvekkilinin ara vermeksizin 01.01.2013 tarihinden itibaren davalı şirkette çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden 15.08.2014 tarihinde feshedildiğini, davalı şirkette müşteri hizmetleri müdürü olarak atandığını, müvekkilinin birlikte çalıştığı kişilerin iş akitlerinin feshedilmesi sebebiyle iş yükünün arttığını, hafta içi sürekli mesai yaptığını, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla mesai ve hafta tatili ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette müşteri hizmetleri müdürü olarak görev yapmaktayken yönetim kurulu kararına istinaden iş akdinin feshedildiğini, talep konusu alacakların doğmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
    Aynı ilkeler, hafta tatili çalışması için de geçerlidir.
    Somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde hatırlayabildiği kadar hangi günlerde ne kadar çalışma yaptığını gösterir mesai başlangıç ve bitiş saatlerini gösterir liste ibraz edilerek, fazla mesai ve hafta tatilinin bu kayıtlar dikkate alınarak hesaplanması talep edilmiş olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda işbu kayıtlar ve tanık beyanları dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Ancak söz kosunu kayıtlar yalnızca davacı beyanına dayalı olup, davalı tarafın kaşesi ya da imzasını içermediği gibi davalı tarafın kabulünde de değildir. Dolayısıyla salt davacı beyanına dayanılarak hazırlanan listelerin hesaplamaya esas alınması hatalı olmuştur. Ayrıca tanıklar ile davalı işverenin husumetli olduğu ve çıkacak karardan kendilerinin de menfaat sağlayacak durumda olduğu görülmektedir. Bu sebeple hukuka uygun başka delillerle desteklenmeden davacı tanıkları beyanlarına itibar etmek de mümkün olmayacağından fazla çalışma ücreti talebinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Hafta tatili çalışması bakımından ise, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından sunulan listede çalıştığı belirtilen hafta tatili günlerinin yanısıra, davalı tarafından davacının hizmet içi eğitimde görevlendirildiğinin sabit olduğu 31.05.2014 ve 01.06.2014 tarihleri ile e-mail yazışmaları tarihi dikkate alınarak 22.03.2014 ve 23.03.2014 tarihlerinde davacının çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Yukarıda da ifade edildiği gibi yalnızca davacı beyanına dayalı olup, davalı tarafın kaşesi ya da imzasını içermediği gibi davalı tarafın kabulünde olmayan davacı tarafından sunulan çalışma listesi esas alınarak hesaplama yapılması hatalı olmuştur. Dosya kapsamında yer alan belgelere göre, davacının hizmet içi eğitim sebebiyle 31.05.2014 ve 01.06.2014 tarihlerinde ve e-mail yazışmaları sebebiyle 22.03.2014 tarihinde çalıştığı anlaşılmakla, yalnızca bu tarihler esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi