8. Ceza Dairesi 2017/10053 E. , 2017/6639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, sübuta ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 07.06.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 245/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına dair hükmün onanmasına ilişkin Sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Yerel Mahkemenin, mahkumiyete ilişkin karar gerekçesinde şikayetçiler ... ve ..."ın aynı askeri birlikte görev yaptıkları, çarşı iznine çıkan sanığa, şikayetçilerden ..."nin 100 TL, ..."ın 200 TL çekilmesi için banka kartlarını verdikleri ancak, sanığın ..."nin kartından 290 TL, ..."ın kartından ise 250 TL çekildiği ve aradaki farkı kendisi alarak yarar sağladığı kabul edilmiştir.
Şikayetçi ..., askeri birlikteki 05.06.2008 günlü ifadesinde kartı iki değişik tarihte sanığa verdiğini 100 TL ve 190 TL"nin ayrı ayrı çekildiğini beyanla, iade edilmeyen bir paradan söz etmemiştir.
Şikayetçi ... da aynı tarihli ifadesinde iade edilmeyen ve rıza dışı kartın kullanımından söz etmemiştir.
Sanık savunmalarında ısrarla şikayetçiler tarafından kartların rızaları ile verildiğini ve çektiği tüm paraları şikayetçilere iade ettiğini ileri sürmüştür.
Dosyada, sanığın savunmasının aksini kanıtlayan somut bir delil de bulunmamaktadır.Bazı bilgi ve beyanlara göre sanığın, kişilerden para alarak yarar sağladığı anlaşılmakta ise de atılı suçu sanığın kişilik yapısından ayrı olarak değerlendirmek gerekmektedir. Hukuk düzeninde sanığın olumsuz kişilik yapısı gözönüne alınarak suçu işleyebileceği varsayımına dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.
Ayrıca Ceza Genel Kurulu"nun 14.07.2009 tarih ve 2009/8-72 esas, 2009/198 karar, 04.11.2014 tarih ve 2013/1-283 esas, 2014/489 sayılı kararı ile bir çok kararında “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanılmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu da budur.” denilmek suretiyle tam aydınlatılamamış ve gerçekleşme şekli şüpheli olayların sanık aleyhine yorumlanması mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Somut olayda da; sanığın, şikayetçiler ... ve ..."e ait banka kartları ile rıza dışı miktarda para çekimi yaparak kendisine yarar sağladığı hususunda somut delillerle desteklenmeyen şikayetçi beyanları dışında delil bulunmamaktadır. Sanığın kişilik yapısı olumsuz değerlendirilerek varsayıma dayalı mahkumiyet hükmü kurulamaz. Bu sebeple sanığı beraatine karar verilmelidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme mahkumiyet hükmünün onanmasına dair Sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 07.06.2017