Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4054 Esas 2017/1377 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4054
Karar No: 2017/1377
Karar Tarihi: 27.02.2017

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4054 Esas 2017/1377 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz itirazları incelendiğinde, Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenen koşullu salıverilme tarihi göz önünde bulundurulmamıştır. Ancak hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer sanıklar sahte fatura düzenlemek suçundan mahkum edilmişlerdir. Ancak, inceleme eksik yapılmıştır. Zincirleme suçun uygulanmaması ve koşullu salıverilme tarihinin gözetilmemesi nedeniyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi, 43. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi ve 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2016/4054 E.  ,  2017/1377 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I- Sanık ... hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebebin olmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanıklar hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    1-Şirket ortakları olan sanıkların 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçunu işledikleri iddiası ile açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi amacıyla; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, düzenlenmiş olması halinde getirtilerek incelenmesi, sahte faturaları kullanan ilgili şirket yetkilileri hakkında 2006 yılında sahte fatura kullanmak suçundan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları kullanan mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları kullanan şirket yetkililerinin tanık olarak beyanlarının alınması ile faturaları kimden hangi ticari ilişki çerçevesinde aldıklarının sorulması ve gerekirse faturalar üzerindeki yazı ve rakamların sanıklara ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra yüklenen suçta gözönünde bulundurulması gereken suç ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanıkların 2006 takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenlediklerinin anlaşılmasına karşın haklarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 27.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.