3. Hukuk Dairesi 2018/1251 E. , 2018/9748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ..., ... ,... , ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf dava dilekçesi ile; ortaklığın giderilmesi davası sonucu dava konusu 1118 parselin satışa çıkarıldığını, taşınmaz üzerine davacının eski kargir binayı restore ederek 55 m2 zemin kat, 58 m2 1. Kat olmak üzere yeni bina yaptırdığını, bu nedenle satışın yüksek bedelle olduğu iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar ..., ..., ...’ten 10.000’er TL, diğer davalılar olan ..., ..., ..., ..., ...’den 2.450’şer TL olmak üzere toplam 42.250 TL’nin haksız iktisap tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar ..., ..., ..., ..., ... cevap dilekçesinde davacının iddia ettiği taşınmazın davacıya ait olmadığını, ortak hisseli olduğunu, davacının kendi malı gibi kullandığını, kira ve kullanım bedeli talep etmeleri gerektiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüş, 2000-2001-2002 yılarında ilave bina yaptırdığını, davacının binaları yıllar önce rıza ve muvafakat almadan yaptırdığını gerekçesiyle davanın reddini istemiştir.Davalı ... cevap dilekçesinde İlave kısımların davacı tarafından bilgileri dahilinde yapıldığını, davacının talebinde haklı olduğunu beyan etmiştir.Davalı ... duruşmadaki imzalı beyanıyla açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; bozma öncesi yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ve dairemiz 2015/15439 E 2017/375K sayılı ilamı ile konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davacı tarafından yapılan faydalı masrafların ihale bedeline yansıma miktarının belirlenmesi, bulunacak bu miktardan davalıların payına isabet eden miktara hükmedilmesi; giderlerin yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda, giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalıların bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğinden bozulmuştur.Mahkemece; bozma sonrası yapılan yargılama esnasında yeniden mahallinde keşif yapılarak inşaat bilirkişisinden rapor aldırılmış, davalı ... tarafından rapora süresi içinde itiraz edilmiş ve mahkemece itirazların reddine karar verilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar Ayşen, Enver, Bekir, Adnan, Türkan tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak mahkemece bozma kararına uyulmakla, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü değer.
Somut olayda mahkemece 22.06.2016 tarihli celsede Yargıtay 3. HD 2015/15439 E 2017/375K sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve mahallinde keşif yapılmıştır. Keşfe katılan ziraat ve inşaat mühendislerinin imzasını taşıyan 08.08.2017 tarihli bilirkişi raporu sunulmuş, davalı ... tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş ve davalının itirazlarının reddine karar verilerek bilirkişi raporundaki rakamlar esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak keşif zabtında mahkemenin gözlemi yazmadığı gibi raporda belirtilen rakamların ve sonucun hukuki dayanakları, dökümleri ve ayrıntıları gösterilmemiş, böylece Yargıtay denetimine elverişli olmayacak şeklide soyut, yalnızca sonuç rakamların yazıldığı, taşınmazın faydalı masrafların yapılmış hali ile yapılmamış olması halindeki değerinin hangi verilere dayanarak belirlendiği gösterilmeksizin rapor düzenlenmiştir. Bu haliyle rapor her türlü kuşkudan uzak, mahkemeye tam kanaat verici nitelikle olamayacağından hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. (Bilirkişilerin somut hukuki ve bilimsel verileri ortaya koyarak denetime elverişli rapor hazırlamaları gerekir.) Bu durumda, davalının bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilerek ziraat ve inşaat bilirkişilerinden yeniden rapor alınarak deliller toplanıp, bozma kapsamına göre inceleme yapılıp usuli kazanılmış haklara riayet edilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye ve yetersiz rapora dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.10.2018 tarihinde tarihinde oybirliğiyle karar verildi.