21. Hukuk Dairesi 2015/8756 E. , 2016/3033 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, 01/01/2010-28/02/2011 tarihleri arasındaki Bağ-Kur kaydının ve hizmetinin iptaline, çakışan dönemde "lı hizmetlerinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 5510 SYnın 4/1-a kapsamındaki sigortalılık süreleri ile çakışan 01.01.2010-28.02.2011 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, çakışan gönemler açısından 4a sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.04.2010 ile 30.09.2010 tarihleri arasında 5510 SY nın 4/a fıkrasına tabi hizmetleri ile çakışan 5510 SYnın 4/b fıkrası kapsamında kalan sigortalılık sürelerinin iptaline,davacının 01.04.2010 ile 30.09.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/a fıkrası kapsamında sigortalı olduğunun tespitine ,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının uyuşmazlık konusu dönemde sicil numaralı işyerinden 03.11.2008-31.12.2009 ve 2010/2-22.05.2012 tarihleri arasında 4a kapsamında sigortalı hizmeti olduğu, 20.04.2009 dan devam eden vergi kaydı bulunduğu, kurumun SSK lı çalışmasının 31.12.2009 da işten çıkış verildiği,01.02.2010 da yeniden işe giriş yapıldığı belirtilerek, vergi kaydından dolayı davacının bağkur sigortalılığını 01.01.2010 tarihinde başlatarak davacıyı 01.01.2010-28.02.2011 tarihleri arasında 5510 SY nın 4/b kapsamında sigortalı kabul etmesi sebebi ile prim borcunun bulunduğunun davacıya bildirdiği, davacının işten çıkışının sehven verildiği belirtilerek 2010/1. ayına dair 16420 sicil numaralı işverence verilen ek prim belgesinin kayıtlara uygun olmadığı gerekçesiyle kurumca muteber sayılmadığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten davacının tespitini istediği dönemde çakışan ve 20.04.2009 tarihinden itibaren vergi mükellefiyeti nedeniyle (506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığının bitiş tarihinden itibaren başlatılan) Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. Bu durumda yapılacak iş, "çakışan sigortalılık durumunda" hangi kurumdaki çalışmanın esas alınacağını saptamaktır.
.../...
Somut olayda, her ne kadar davacının işten çıkışının sehven verildiği iddia edilmişse de resmi kayıtların aksi tanık beyanları ile ispatlanamayacağından, davacının 01.01.2010 tarihinden itibaren bağkurlu kabul edilmesine ilişkin kurum işlemi doğrudur.Ancak, 5510 sayılı Yasa"nın geçici 63.maddesinin mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
4.4.2015 tarihli 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. maddede kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır"şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, davacının geçici 63.madde uyarınca 30.4.2015 tarihi itibarı ile 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını davalı Kurumdan sormak, geçici 63.maddenin uygulanma koşulları olup olmadığını değerlendirerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.