Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/3687 Esas 2015/598 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3687
Karar No: 2015/598
Karar Tarihi: 20.01.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/3687 Esas 2015/598 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2014/3687 E.  ,  2015/598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av.... ile davalı ... ve ...vekili Av. ... geldiler, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukat ve davalının sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin icra takibine konu bonodaki kefalet imzasının gerçek olmadığını, asıl borçlu ve alacaklı ile uzun süredir görüşmediğini, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... vekili, senet alacaklısı ... ile davacının daha önce ortak iş yaptıklarını, müvekkilinin de tarafları uzlaştırmak amacıyla bonoya asıl borçlu olarak imza attığını, imzanın davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ve ... vekili, icra mahkemesi tarafından yapılan incelemede imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, icra mahkemesine açılan imzaya itiraz davasında imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilerek kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından onandığı, Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet üzerine gerçekleştirilen incelemede de imzanın müşteki olan davacıya aidiyetinin saptanması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, Adli Tıp Kurumundan alınan ilk raporda imzanın aidiyeti konusunda tespit yapılamadığı, bu rapor ile icra hukuk mahkemesi ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından alınan raporlar arasında farklılık olması nedeniyle Adli Tıp Fizik İhtisas Üst Kurulundan rapor alındığı, bu raporda imzanın davacıya ait olduğunun kabulü gerektiğinin ifade edildiği, dolayısıyla davacının kefalet imzasının gerçek olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davada bonodaki imzanın gerçek olmadığı iddia edilmiştir.Dosya içeriğindeki 6.3.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda basit tersimli olması nedeniyle imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenemeyeceği belirtilmişken, 18.9.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, isim yazısıyla birlikte değerlendirildiğinde söz konusu imzanın ...’a ait olduğunun kabulü gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporlarının imzanın aidiyeti bakımından yeterli olduğu kabul edilemez. Mahkemece güzel sanatlar fakültesinde imza incelemesi yapabilecek uzmanlıkta akademisyenlerden oluşturulacak bir bilirkişi kurulu aracılığıyla imza incelemesi yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.