2. Hukuk Dairesi 2014/28090 E. , 2015/950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :1980 Lahey Sözleşmesine Göre Şahsi İlişki Tesisi
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 12.02.2014 gün ve 17708-2563 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 57.60 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi.05.02.2015(Prş.)
Dava, merkezi makam adına ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair 1980 tarihli Lahey Sözleşmesine dayanılarak açılmış, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulması talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü “Davacı babanın Türkiye sınırlarında her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 09:00 dan 30. günü akşam 17:00 ye kadar çocuğun babası ile görüşmesinin sağlanmasına, şeklinde görüşme sağlanarak kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmuş, davalı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Sözleşmenin 21. maddesi ve 5717 sayılı Kanunun 11. maddesi şahsî ilişki kurma hakkının korunması veya tesisi talebi ile bu talep üzerine yürütülecek adlî ve idari işlemlerin, çocuğun iadesi talebi hakkındaki usûl ve esaslara tâbi olduğu düzenlenmiştir. Başvurucu baba ile davalı anne Türk vatandaşı olup daha önce ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile) 2008/146 esas, 2009/229 karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve velayeti davalı anneye verilen müşterek çocuk ... ile davacı baba arasında “Davalının ..."da ikamet etmesi nedeniyle müşterek çocuk ile baba arasında her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 09:00 dan 30. günü akşam 17:00 ye kadar görüşme sağlanarak kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiştir. Davacı baba ile çocuk arasında boşanma kararı ile kurulan şahsi ilişki halen geçerlidir. Bu şahsi ilişki düzenlenirken davalı babanın ..."da ikamet ettiği de dikkate alınmıştır. Bu kararın infazına engel teşkil edecek bir olgunun bulunduğu da taraflarca ileri sürülüp ispat edilememiştir. Merkezi makam Sözleşmenin 21/2. maddesi gereğince daha önce baba ile çocuk arasında kurulan şahsi münasebetin kullanılması, bir başka deyişle infazı için gerekli adli süreci başlatmak ve bu konuda başvurucu babaya gerekli yardımlarda bulunmak yerine yeniden şahsi münasebet tesisi için bu davayı açmıştır. Davacı babanın talebi üzerine merkezi makam adına Cumhuriyet Başsavcılığının yeniden şahsi münasebet tesisi hususnda dava açmakta hukuki bir yararı bulunmamaktadır. Kaldı ki mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmesi halinde yeniden oluşturulacak kişisel ilişki önceki kişisel ilişkiden farklı da olmayacaktır. Davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebepler gözönünde bulundurularak karar düzeltme talebinin kabulüyle dairemizin bozma kararının kaldırılması ve hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.