Taraflar arasındaki “ elatmanın önlenmesi ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Balıkesir 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.11.2005 gün ve 2005/448-435 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 06.06.2006 gün ve 2006/5122-6441 sayılı ilamı ile; (...(… Dava, 2063 parsel sayılı meranın krokide (h) harfi ile gösterilen 2420.72 m2. lik bölümüne elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ot bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır.
Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı Hazine temyiz etmiştir.
Dava, 09.08.2005 tarihinde açılmış keşfin yapıldığı 26.10.2005 tarihinde davalının meraya elatmasını 1-2 yıl önce kaldırdığı saptanmıştır. Bu saptamaya göre Hazinenin elatmanın önlenmesi isteminin reddiyle Hazine meranın mutasarrufu olmadığından ot bedeline yönelik talebin reddedilmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur. Ancak;
2063 parselin mera olduğu çekişme konusu değildir. Meralar hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdir. Mera, yaylak ve kışlak gibi özel mülkiyete tabi olmayan yerlerin amacı dışında kullanma olanağı bulunmamaktadır. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. ncü maddesi hükmünce amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakların tekrar eski konumuna getirmek için yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir. Somut olayda, dava konusu bölümün mera olduğu halde davalı tarafından amaç dışı kullanılarak mera vasfının bozulmasına neden olunduğundan davacı Hazine meranın tekrar eski konumuna getirilmesi için yapacağı giderleri davalıdan talep edebilir. Mahkemenin bu olguyu gözden kaçırarak eski hale getirme bedeli istemini reddetmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle eski hale getirme bedeli yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, esasa girilmeden önce, müddeabbihin miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkin olup, temyize konu eski hale getirme bedeli 207,00 YTL.den ibarettir.
21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.090,00 YTL.; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da 6.580,00 YTL. olarak değiştirmiştir.
Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 10.10.2006 tarihinde, 5219 Sayılı Kanun’un temyiz (kesinlik) sınırını 1.090,00 YTL.olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve müddeabbih bu sınırın altında olduğuna göre, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, Davacı vekilinin temyiz istemli dilekçesinin reddi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.