14. Hukuk Dairesi 2016/14630 E. , 2017/4837 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.07.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi Davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 147 ada 180 parsel sayılı taşınmazı yararına davalıya ait 147 ada 174,178,181,183,185 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılardan ... vekili tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 2013/13330-2014/600 E-K sayılı kararı ile alternatif geçit güzergahlarının araştırılması tüm alternatifler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği sebepleri ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulü ile 147 ada 180 parsel lehine 147 ada 174,178,181 parsel sayılı sayılı taşınmazlar üzerinde Fen bilirkişi raporunda A,B,C harfi ile gösterilen yerde geçit hakkı tesisine karar verilmiş,aleyhine geçit tesis edilen taşınmazların yüzölçümünden geçit tesis edilen yerlerin miktarları düşülerek bu taşınmazlar hakkında kalan yüzölçümleri üzerinden tescil hükmü kurulmuştur.
Hükmü; davalılardan ... temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince;
1-Mahkemece davanın kabulü ile 147 ada 180 parsel lehine, 147 ada 174,178,181 parsel sayılı sayılı taşınmazlar üzerinde Fen bilirkişi raporunda A,B,C harfi ile gösterilen yerde geçit hakkı tesisine karar verilmiş ancak hükmün 4,5,6. bentlerinde aleyhine geçit tesis edilen taşınmazların yüzölçümünden geçit tesis edilen; fen bilirkişisinin raporunda A-B-C olarak belirtilen yerlerin miktarları düşülerek bu taşınmazlar hakkında kalan yüzölçümleri üzerinden tescil hükmü kurulması isabetsiz olduğundan karar bu yönü ile infazı kabil değildir.
2- Dairemizin 2013/13330-2014/600 E-K sayılı kararı ile bozulan, Mahkemenin 29.03.2013 tarih 2009/120-2013/109 E-K sayılı kararında geçit hakkı bedeli olarak temyiz eden davalı ...’a ait 147 ada 178 parsel sayılı taşınmaz yönünden geçit bedeli olarak 1685.46 TL. nin ödenmesine karar verilmiştir, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş olmakla bedel yönünden davalı lehine kazanılmış hak oluşmasına rağmen bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 147 ada 178 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit olarak tesis edilen yüzölçüm miktarı da ilk karardaki ile aynı olduğu halde bu defa geçit bedeli olarak 779,34 TL ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.