1. Hukuk Dairesi 2014/19511 E. , 2017/315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, bağımsız bölüme el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 45755 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no’lu bağımsız bölümü davalının işgal ettiğini, çekişmeli 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binaya iskan ruhsatı alınması hususunda müteahhit İhsan Duman’a düzenleme şeklindeki kat karşılığı inşaat sözleşmesine eklenen sözleşme uyarınca ek süre verildiğini, verilen süre içerisinde iskan ruhsatının alınmaması halinde 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2 ve 3 no’lu bağımsız bölümlerin arsa sahiplerine geçeceğinin kararlaştırıldığını, iskan ruhsatı alınmadığından 01/11/2010 tarihinden itibaren anılan bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinin uhdelerine geçtiğini, yapılan yazılı ihtara rağmen davalının müdahalesini sürdürdüğünü ileri sürerek davalının el atmasının önlenmesi ile 500,00 TL ecrimisilin davalıdan alınmasını istemişler, 12/09/2013 tarihli dilekçeleri ile ecrimisil isteklerini 3.850,00 TL’ye ıslah etmişlerdir.
Davalı, iddianın yersiz olduğunu, davanın muhatabının kendisi olmadığını, dava konusu daireleri kardeşi Maşallah Vural’ın, müteahhit İhsan Duman’dan satın aldığını, arsa sahipleri ile müteahhit arasındaki sorunun kendilerini ilgilendirmediğini, müteahhitten iyi niyetli olarak satın aldığı daire hakkında haksız şekilde dava açıldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, adi yazılı ek sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu, ayrıca inşaatın %98 oranında tamamlanmış olması ve arsa sahipleri olan davacıların, yükleniciye karşı eksik işler bedelinin taksili ya da nama ifa davası açması gerekirken eldeki davanın açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle el atmanın önlenmesi isteğinin, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davalının da kötü niyetli zilyet olmadığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no’lu bağımsız bölümün davacılardan ... adına 02/11/2007 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, davalının ise çekişmeli bağımsız bölümde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacılar tarafından davalı ...’ın da arasında bulunduğu şahıslara 19/04/2011 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, anılan ihtarnamenin davalı ...’a 26/04/2011 tarihinde tebliğ edildiği, ayrıca davacılar tarafından 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın eksikliklerinin giderilmesi ve yapı kullanım ruhsatı alınması için binanın müteahhiti İhsan Duman aleyhine 08/10/2012 tarihinde ..Hukuk Mahkemesi’nin 2012/168 E sayılı dosyası üzerinden nama ifa davası açıldığı ve 05/12/2013 tarihli karar ile davanın kabul edildiği kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse ... Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.
Diğer taraftan, eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacı ...’ın kayıt maliki olduğu, davacıların nama ifa davası açtığı ve davalı tarafın yazılı ihtar ile uyarıldığı hususlarının göz ardı edildiği anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca, ...Hukuk Mahkemesi’nin 05/12/2013 tarih ve 2012/168 Esas 2013/368 Karar sayılı ilamının kesinleşip kesinleşmediği hususunun araştırılması ile davacı ...’ın kayıt maliki olarak eldeki davayı açtığı ve 19/04/2011 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği hususları göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.