Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19420
Karar No: 2017/314
Karar Tarihi: 19.01.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19420 Esas 2017/314 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19420 E.  ,  2017/314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, bağımsız bölüme el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu...1 no’lu bağımsız bölümde davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ikamet ettiğini, bu durumun Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/136 D.İş sayılı dosyasında tespit edildiğini ileri sürerek davalının çekişmeli bağımsız bölüme yönelik el atmasının önlenmesine ve geriye dönük beş yıllık ecrimisil için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL’nin davalıdan alınmasını istemiş, 12/07/2012 tarihli dilekçesi ile ecrimisil isteğini 2.415,00 TL’ye ıslah etmiştir.
    Davalı, yargılama sırasında, 10 yıldır çekişmeli bağımsız bölümde oturduğunu, daha önce bağımsız bölümün Tusso Koll isimli şirkete ait olduğunu, daha sonra davacıya devredildiğini, izin ve emeğine karşılık bağımsız bölümde oturduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince; ‘’ Kamu düzeninden olan görev hususu bir yana bırakılarak çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.’’ gerekçesiyle görev yönünden bozulmuş, bozma ilamına uyulmuş, görevli Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece; ‘’ Hemen belirtmek gerekir ki; davalı ..."nin, dava konusu bağımsız bölümün yer aldığı binanın yapımı sırasında emeğine karşılık olarak anılan bağımsız bölümün müteahhit firma tarafından kendisine verildiği şeklindeki savunmasının, kayıt maliki davacıyı bağlamayacağı dolayısıyla davalının kullanımın haksız olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, davacı taraf geriye dönük 5 yıl için ecrimisil isteğinde bulunduğu, davalının 3.kişi konumunda olduğu da açıktır. O halde, davalının kayıttan kaynaklı bir hakkı bulunmadığı, davacının da mülkiyet sahibi olduğu gözetilerek intifadan men olgusunun araştırılması gereği bulunmamaktadır. Ne var ki; mahkemece, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/136 Değişik iş sayılı dosyasında, dava konusu bölümün davalının kullanımında olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılan keşfin tarihi olan 17.08.2007
    ./..






    tarihi ile dava tarihi olan 11.11.2008 tarihleri arasındaki dönem için belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınmış olması isabetsizdir. Hal böyle olunca, dava konusu döneme ilişkin olarak, 12.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi de gözetilmek suretiyle davalının haksız ve kötüniyetli kullanımı nedeniyle usulüne uygun şekilde belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile davalının çekişmeli bağımsız bölüme yönelik el atmasının önlenmesine ve davacı tarafın bozma sonrası 22/05/2014 tarihinde yaptığı ıslah üzerinden 9.164,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK"nun 87. maddesinin son cümlesinde “müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez” hükmü Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazetenin 04.11.2000 tarihli nüshasında yayınlanan 20.07.1999 tarih 1999/1 Esas, 1999/33 Karar sayılı kararı ile dava açıldıktan sonra davacının müddeabihi “Islah” yoluyla artırılmasını önleyen bu kural bir hakkın elde edilmesini zorlaştırdığından ve itiraz konusu kural ikinci kez dava açmaya zorlaması nedeniyle Anayasa"nın Hukuk Devleti ilkesine ve hak arama özgürlüğünü kısıtlandığından, Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
    Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usûl işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir. Islah tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tahkikata tabi olmayan davalarda ise yargılama bitimine kadar yapılabilir.
    Yargıtayın 4.2.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ıslah, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtay"ca karar bozulduktan sonra hüküm mahkemesince yeni tahkikat sırasında ıslah yapılmasına olanak yoktur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi de aynı doğrultuda ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmünü içermektedir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair bir hüküm de yasada yer almamaktadır.
    Hâl böyle olunca, ecrimisil yönünden hükmüne uyulan Dairenin 30/10/2013 tarihli bozma ilamında gösterildiği şekilde 12/07/2012 tarihli ıslah dilekçesi gözetilerek karar verilmesi gerekirken bozma sonrası yapılan 22/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi