8. Ceza Dairesi 2016/12053 E. , 2017/6547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve mala zarar verme
HÜKÜM : - Sanıklar ... ve ... haklarında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve mala zarar verme suçlarından hükümlülük ve müsadere
- Sanık ... hakkında beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanıklar ... ve ... hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ...’ın temyiz dilekçesinde iadesini talep ettiği ve soruşturma aşamasında elkonulduğu anlaşılan suça konu cep telefonlarının akıbeti hakkında mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Başkasına ait banka veya kredi kartını, kart sahibinin rızası olmaksızın kullanan sanıkların eyleminin kart sahibi sayısınca TCK.nun 245/1. maddesinde düzenlenen suçu oluştuğu gözetilmeden tek suç kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve TCK.nun 245/1, 43. maddeleri uyarınca hükmedilen 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK.nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması sonucu 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması isabetsiz ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve gerçekte alınması gereken ceza miktarından daha az bir ceza alınmasına yol açan mahkeme uygulamasının lehe olması nedeniyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ... müdafiinin suçun sabit olmadığına, sanık ...’ın ise elkonulan paraların iade edilmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Beraat kararının gerekçesine yönelik olan temyizde sanığın hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Hükmün gerekçe kısmında dosya kapsamına uygun olarak sanığın yüklenen suçları işlemediği kabul edilerek beraatine karar verildiğinin belirtilmesi ve bu gerekçeye uygun olarak da hüküm kısmında CMK.nun 223/2-b maddesinin uygulanmasına karşın devamında suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle beraatine karar verilerek hükmün karıştırılması,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” ibaresi çıkartılarak yerine “yüklenen suçların sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması” yazılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamında meydana gelen zararın tespitine ilişkin bir tutanak bulunmadığı ancak katılan vekilinin 08.09.2009 tarihli dilekçesinde Ortaköy Şubelerinin anılan eylem nedeniyle toplamda 5090,81 TL zararları olduğunun belirttiği anlaşılmakla, katılan ...."ye zararın ne suretle oluştuğu açıklattırılıp varsa zararın tespitine veya giderilmesine yönelik belgeler getirtilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.