Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/252
Karar No: 2018/8136
Karar Tarihi: 20.12.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/252 Esas 2018/8136 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/252 E.  ,  2018/8136 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/05/2016 tarih ve 2012/112-2016/358 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 11.12.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili asıl davada, müvekkili şirkete ait boru hatları ve tesislerin davalı ... tarafından düzenlenen Yangın All Risk, Makine Kırılması, 3. Şahıs mali Mesuliyet ve Kıyı Tesisleri Deniz Kirliliği Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçeleri ile teminat altına alındığını, müvekkili şirkete ait Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattına takılan vanadan 02.01.2010 tarihinde hırsızlık nedeniyle çevreye petrol yayılması sebebiyle üçüncü şahısların ve çevrenin zarar gördüğünü, zararın giderilmesi için harcama yapıldığını, davalı kuruma hasar ihbarı yapılması üzerine 930178 nolu hasar dosyası açılmasına rağmen muafiyet hariç 67.537,70 USD’nin ödenmediğini, yine 05.11.2008 tarihinde basınç yükselmesi nedeniyle Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattında patlama ve çevreye petrol yayılması nedeniyle üçüncü şahışların ve çevrenin zarar görmesi üzerine bu zararın bertaraf edilmesi için müvekkilince harcama yapıldığını, davalıya hasar ihbarı yapılmasına ve 834099 nolu hasar dosyası açılmasına rağmen muafiyet hariç 2.053.322,09 USD’nin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 2.120.859,79-USD alacağın 3095 sayılı Yasa uyarınca hasar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, birleşen davada, 05/11/2008 tarihinde basınç yükselmesi nedeniyle Irak - Türkiye Ham Petrol Boru Hattı"nda meydana gelen patlama ve petrolün çevreye yayılması sebebiyle üçüncü şahıslarda ve çevrede meydana gelen zararın bertaraf edilmesi için müvekkili tarafından harcama kapsamında bu harcama belgelerinin 12/07/2010 tarihli yazı eki ile sigorta şirketine ve ekspere gönderildiğini, yapılan inceleme sonucu muafiyet hariç tazminat tutarının 2.053.322,09-USD olarak belirlendiğini, ancak tamamlanamayan hasar tespit çalışmalarıyla ilgili olarak eksper tarafından ek rapor düzenleneceğinin belirtilmesi nedeniyle asıl davada talep edilen dışında dava konusu hasara ait natamam işlerin (atık bertarafına ait ihale sözleşmesinin yapılması) sonuçlanmasını müteakip 1.053.045,00 USD ek belgeler gönderilmek suretiyle davalıdan talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.053.45,00-USD alacağın 3095 sayılı Kanun uyarınca hasar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, 05/11/2008 tarihinde meydana gelen hasar nedeniyle poliçe kapsamında olan 3.909.491,00-USD hasar bedelinin ödendiğini, talep edilen temizleme masraflarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, temizleme masraflarının teminat kapsamına dahil olduğunun düşünülmesi halinde de talep edilebilecek miktarın 390.950,00-USD ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılan 13/09/2015 tarihli kök rapor ile itirazlar üzerine alınan 28/02/2016 tarihli ek rapor gereğince davacının asıl ve birleşen davadaki talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, asıl ve birleşen davada talep edilen miktar açısından tam kabulüne, temerrüt tarihi poliçenin 5. maddesi gereğince talep tarihinden itibaren 3 ay sonra olduğundan asıl davada temerrüt tarihinin 13/10/2010, birleşen davada 12/03/2013 olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 2.120.859,79-USD"nin 3095 sayılı Yasa’nın 4a maddesi gereği 13/10/2010 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 1.053.045,00-USD"nin 3095 sayılı Yasa’nın 4a maddesi gereği 12/03/2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Asıl ve birleşen dava, Yangın All Risk, Makine Kırılması, 3. Şahıs Mali Mesuliyet ve Kıyı Tesisleri Deniz Kirliliği Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçelerine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 13/09/2015 tarihli kök rapor ve 28/02/2016 tarihli ek rapora göre asıl ve birleşen davada zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6762 sayılı ...’nun 1268. maddesinde sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebelerin, iki yılda müruruzamana uğracağı hükmü düzenlenmiştir. Ancak anılan hükümde zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağı hakkında bir hükme yer verilmemiştir. Bu durumda ...’nun 1264. maddesi atfı gereği 818 sayılı BK’nun 128. maddesi (TBK’nun 149. maddesi) hükmüne bakmak gerekecektir. BK’nun 128. maddesi ise zamanaşınının alacağın muaccel olduğu zamandan başlayacağı, alacağın muacceliyetinin bir ihbara tabi olması halinde ise zamanaşımının bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan edeceği hükmünü düzenlemiştir.
    Sigortacının sigorta bedelini ödeme borcu, karada ve iç sularda taşıma rizikolarına ait sigortalar dahil, bütün mal sigortalarında rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya ihbar borcunun doğduğu tarihte muaccel olur(...’nun 1299/1). Yani rizikonun gerçekleştiğinin sigorta ettiren tarafından sigortacıya ihbarı ile(...’nun 1292.) sigorta bedeli (tazminatı) muaccel sayılır. Rizikonun gerçekleştiğinden haberdar olan sigorta ettirenin daha sonra ihbarda bulunması sigorta ettiren yararına zamanaşımını ötelemeyecektir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda poliçenin 5. maddesinde düzenlenen “...hasar bedelinin, talep tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde ödeneceği....” şeklindeki hükmün sigorta sözleşmesinden doğan talebin zamanaşımının başlangıç tarihini değiştirdiği belirtilmiştir. ...’nun 1264/4. maddesi gereği ...’nun 1299. maddesi sigortalı yararına değiştirilebilir ise de somut olayda poliçenin 5. maddesinde düzenlenen hükme bakıldığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece muacceliyet tarihi olarak kabul edilen düzenlemenin mahkeme ve bilirkişi heyetinin kabulünün aksine muaceliyet tarihini değil sigorta şirketinin temerrüt tarihini düzenleyen bir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, dava konusu poliçenin 5. maddesinin muaceliyet tarihini değil sigorta şirketinin temerrüt tarihini düzenleyen bir hüküm olduğu kabul edilerek davalı vekilinin zamanaşımı definin buna göre değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile muaccaeliyet tarihini belirlediği kabul edilerek asıl ve birleşen davalar yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin
    davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi