Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10751
Karar No: 2017/4819

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10751 Esas 2017/4819 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/10751 E.  ,  2017/4819 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ya da tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22.03.2016 gün ve 2015/16732 Esas - 2016/3490 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Davacı tarafından açılan 2009/67 Esas, 2009/85 Esas ve 2012/3 Esas sayılı davalar inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
    Davalılardan ... karşı davasında davacı ile yaptıkları 04.05.2001 tarihli inanç sözleşmesi ile taşınmazın 1/3 payının tarafına verileceğinin kararlaştırıldığını belirtip, 1/3 payın değerinin tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, 2009/67 Esas sayılı dosyada tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat bedelinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile; 50.000,00 TL"nin 26.01.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."ten tahsili ile davacıya ödenmesine, birleştirilen 2009/85 Esas sayılı ve 2012/3 Esas sayılı davaların reddine davalı ... tarafından açılan karşı davada ise; taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL"nin 27.01.2012 karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalı ..."ten alınarak davalı-karşı davacı ..."a ödenmesine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairece 22.03.2016 tarih 2015/167-32 Esas, 2016/3490 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
    Davacı vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarına gelince; çekişme konusu 344 parsel sayılı taşınmaz davacıya ait iken 18.12.1996 tarihinde davalı ..."a satış sureti ile temlik edildiği, 04.05.2001 tarihinde davalı ... ve davalı ... arasında inanç sözleşmesi başlığı altında düzenlenen sözleşmede; dava konusu 344 parselin mülkiyeti .... ait iken emaneten ..."a devredildiği ve alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının kabulü ile yapılan işlemin iptaline karar verildiği, ..... olan borcundan 10.000,00 TL"si ..., 14.500,00 TL"si ... tarafından ödenmek kaydıyla taşınmaz üzerindeki haciz ve tedbirlerin kaldırıldığı, bu taşınmazla ilgili olarak ... tarafından kredi alınacağından ödenen bedel tapu satış bedeli olarak gösterilecek şekilde 344 parsel nolu taşınmazın bila bedel ..."e devredileceği temin edilecek kredi üzerinden ....ve ..."ın 1/3 oranında pay sahibi olacakları, kredinin temin edilememesi durumunda taşınmazın ... devredileceği ve ... ... ve ..."ın ödemiş oldukları bedeli güncellenmiş haliyle geri ödeyeceği imza altına alınmıştır.
    Taşınmazın ... tarafından 10.05.2001 tarihinde davacının kardeşi ..."e, ... tarafından da 22.01.2009 tarihinde diğer davalı ..."ya satış suretiyle temlik edildiği kayden sabittir. 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inanç sözleşmesine yönelik iddialar yazılı delille kanıtlanmalıdır.
    Somut olayda; davalı ..."a yapılan temlikin inanca dayalı olduğu 04.05.2001 tarihli yazılı delille kanıtlanmış durumdadır. Bundan sonraki eller bakımından ise edinenlerin TMK"nun 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadıklarına bakılacaktır. Eldeki davada ..."dan taşınmazı temlik alan ..., davacının kardeşi olup durumu bilmesi gereken konumundadır. Bu nedenle iyiniyetli olduğundan, birbaşka ifade ile TMK"nun 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kabul edilemez. Ancak taşınmazın son maliki ..."nın taşınmazı edinmesinde kötü niyetli olduğu kanıtlanmış değildir. Bu nedenlerle davacının tapu iptali ve tescil isteğinin rededilmesi doğrudur. Ne var ki, taşınmazın ilk maliki olan davacı, ... ile düzenledikleri 04.05.2001 tarihli inanç sözleşmesinde taşınmazın 1/3 oranında davacıya, 1/3 oranında ... ve 1/3 oranında ..." ait olacağını kabul etmişlerdir. Bu durumda davacıya ait olacak 1/3 payın bedeli saptanarak davacının isteğide gözetilerek bedele hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tümünün değeri hesaplanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteği açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden Dairemizin onama ilamı kaldırılarak, yukarıda açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.03.2016 tarihli, 2015/16732 Esas, 2016/3490 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde yatıranlara iadesine, 07.06.2017 tarihinde bozmada oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
    (Muhalif)

    K A R Ş I O Y
    Davacı tarafından açılan 2009/67 Esas, 2009/85 Esas ve 2012/3 Esas sayılı davalar inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın bedelini tahsili isteğine ilişkindir.
    Davalılardan ... karşı davasında davacı ile yaptıkları 04.05.2001 tarihli inanç sözleşmesi ile taşınmazın 1/3"ünü tarafına verileceğinin kararlaştırıldığını belirtip, 1/3 payın değerinin tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, 2009/67 Esas sayılı dosyada tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat bedelinin taleple bağlı kanılarak kabulü ile; 50.000,00 TL"nin 26.01.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ..."ten tahsili ile davacıya ödenmesine, birleştirilen 2009/85 Esass sayılı ve 2012/3 Esas sayılı dosyada davanın reddine davalı ... tarafından açılan karşı davada ise; taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL"nin 27.01.2012 karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalı ..."ten alınarak davalı-karşı davacı ..."a ödenmesine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairece 22.03.2016 tarih 2015/167-32 Esas, 2016/3490 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
    Davacı vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı ..."in karar düzeltme itirazlarına gelince, çekişme konusu 344 nolu parsel, davacı tarafından borçlusundan kaçırmak için diğer davalı ..."e devredilmiş, alacaklının açtığı tasarrufun iptali dava sonucunda tapunun iptaline karar verildiği, ancak tarafların bir araya gelmesi ile aralarında davacının Aytekin"e olan borcunun ödenmesi karşılığı tapunun 1/3 davacıya, 1/3 payının davalı ..."ye, 1/3 payın davalı ..."e devredileceğine ilişkin inanç sözleşmesi olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, ibraz edilen 04.05.2001 tarihli belgenin tetkikinde davalı ..."nin imzası bulunmamaktadır. Kaldı ki daha sonra, malik görünen Kemal parselin tamamını Ali"ye tapuda satış işlemi ile devrettiği satış bedeli olarak da ödenen borç bedelinin gösterildiği, dolayısıyla Ali"nin tam malik olarak 2001 yılında aldığı gayrimenkulü 2009 yılında diğer davalı ..."ya devrettiği görülmektedir.
    Davacı bu zaman zarfında sessiz kalmış, sonra da bu sözleşmeye dayalı eldeki davayı açmıştır. Davacı yargılama aşamasında ve temyizinde, davalı ... tarafından ödenen borcunu ödediğine dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Somut olayda, davalı ..."nin imzası olan bir inanç sözleşmesi de mevcut değildir. Dolayısıyla Ali"yi bağlamaz. Her ne kadar bilebilecek durumda olduğu iddia edilse bile, gayrimenkulün bedelinin tamamının Ali tarafından ödendiği de tarafların kabulündedir.
    Bu nedenle 22.03.2016 gün ve 2015/16732 Esas - 2016/3490 Karar sayılı Dairemizin ONAMA ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasında sayın heyetle aynı düşüncede olmama rağmen, bozma gerekçesinde davanın tüm talepler yönünden reddi gerekeceği düşüncesi ile sayın heyetin bozma gerekçesine katılmıyorum.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi