Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12477
Karar No: 2017/309
Karar Tarihi: 19.01.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12477 Esas 2017/309 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/12477 E.  ,  2017/309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL



    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, murisi 1870 doğumlu...’nun 1331 yılında öldüğünü, kadastro çalışmalarında 367 ada 1 ve 368 ada 1 parsel sayılı taşınmazların Temel çocukları Kibar ve... adlarına 1/2’şer pay ile tespit edildiğini, davacının 1934 doğumlu kardeşi...’nun davalılardan ... dışındaki kişilerin murisi olan ...’ya olan borcu nedeniyle Araklı İcra Müdürlüğünün 2002/284 talimat sayılı dosyası ile kök muris 1870 doğumlu...’nun ½ payının,1934 doğumlu torun...nunmuş gibi satış işlemi gördüğünü,satış işleminden sonra taşınmazların ½ payının ... adına tescil edildiğini, bu kişinin ölümünden sonra da mirasçıları olan davalılara intikal ettiğini, intikalden sonra ise bir kısım hisselerin davalı ...’a satıldığını ileri sürerek, dava konusu 367 ada 1 parsel ve 368 ada 1 parsel numaralı taşınmazlarda davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ve kök muris 1870 doğumlu...’na ait ½ hissenin Araklı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/91 esas 2006/99 karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline,1934 doğumlu...’nun hissesinin davalılar adlarına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, murisleri ...’nın borçlu...’ndan alacağı nedeniyle borçlu aleyhine başlattığı icra takibinde Araklı İcra Müdürlüğünün 2002/284 talimat sayılı dosyasıyla dava konusu taşınmazların satışının talep edildiğini, davalıların murisi ...’nın icraen satış sonunda taşınmazları 30/12/2004 tarihinde ihale ile aldığını, bu tarihten itibaren bir sene içerisinde açılması gerekli olan davanın açılmadığını, ihalenin feshinin talep edilmediğini, davalıların murisinin borçlu ...’den başka bir ... daha olduğunu ve bu ... adına olan taşınmaz kayıtlarının tapu sicili müdürlüğünce dosyaya gönderilmiş olduğunu bilmediği gibi, bu durumu bilebilecek durumda dahi olmadığını,bu nedenlerle davalıların murisi ...’nın iyiniyetli olarak icrai satış yoluyla taşınmazların mülkiyetini kazandığını ve taşınmazların murislerinin ölümü ile iyiniyetli üçüncü kişiler olan davalılara ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.



    ./..



    Mahkemece; ...’nın iyiniyetli olmadığı ispatlanamadığından ve ihalede yapılan yolsuzluklarla ilgili olarak İİK’nun 134’üncü maddesi gereğince ihale tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ihalenin feshi davası açılması gerektiğinden ancak ihale tarihinden itibaren bir yıllık sürenin de geçtiği anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmiş, Dairece “davanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanması,ondan sonra davacıların iddiası yönünden gerekli incelemenin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde,davalılardan bir kısmının murisi olan alacaklının iyiniyetli olabileceği ihtimalinde dahi davacıların Anayasa ile güvence altına alınan milkiyet hakkının sırf kamu görevlilerinin kusurlu hareketleri yüzünden yok sayılmasının mümkün olmadığı, tescilin yolsuz olduğu hususunda mahkemede tam kanaat oluştuğu,ilk elden yolsuz tescille taşınmaza sahip olmuş sayılan,alacaklının mirasçıları olan davalıların tapudaki paylarının iptalinin gerektiği,taşınmazlardaki payların bir kısmını diğer davalılardan satın alan ...’un ise kötüniyetli olduğununun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı-bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;dava konusu 367 ada 1 ile 368 ada 1 parsel sayılı taşınmazların malikinin davacı murisi 1870 doğumlu... ve Araklı İcra Müdürlüğünün 2002/284 talimat sayılı icra dosyasında ise borçlunun 1934 doğumlu... olmasına rağmen,söz konusu icra dosyasında muris ... ile torun ...’in birbirine karıştırılmış olması nedeni ile muris ...’e ait taşınmaz paylarının satışa çıkarıldığı ve önce davalıların murisi ... adına kaydedildiği, ...’nın ölümü ile de mirasçıları olan bir kısım davalılara intikal ettiği, taşınmazlardaki payların bir kısmının ise davalılardan ...’a devredildiğinin tespiti ile davalıların murisi ... adına yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu saptanarak, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur, bir kısım davalıların temyiz itirazları yerinde olmadığından Reddine.
    Bilindiği üzere, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.


    ../...





    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında davalı ..."a yönelik araştırmanın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.
    Şöyle ki; tapu müdürlüğünden gönderilen belgelerin incelenmesinde;...’un Ankara ili Haymana ilçesi Karaömerli Köyü/mah. nüfusuna kayıtlı olduğu ve Basın caddesi Tokat Sokak no:23/7 Etlik/Ankara adresinde oturduğu,ayrıca tapuda payını devreden davalılardan ...’nın vekilinin de Haymana nüfusuna kayıtlı olduğu ve Ankara da ikamet ettiği anlaşılmakla,...’un Araklı’dan satın almış olduğu dava konusu taşınmazları kullanıp kullanmadığı ve iyiniyeti hususunda tereddüte yer bırakmayacak şekilde araştırma yapılması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek davalı ... yönünden iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru değildir.
    Öte yandan, davalılardan ...’nın karar başlığında gösterilmemiş olması da doğru değildir.
    Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi