22. Hukuk Dairesi 2015/32963 E. , 2018/14205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, bayram genel tatil, son ücret ve fazla mesai alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin ihbar tazminatını gerektirecek şekilde feshedilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanun’un 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan sebeplere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebi bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
Uyuşmazlığın normatif dayanakları 4857 sayılı Kanun"un 24/II –(e) maddesidir. Sözü edilen hükümlere göre İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, işçinin iş akdini haklı olarak feshetme imkanı doğmaktadır.
Somut olayda, davacı iş akdinin haksız sona erdirildiğini iddia ederken, davalı taraf davacının istifa ettiğini ileri sürmektedir. Mahkemece dava dilekçesi ile davacının iş akdinin davalı ... tarafından birikmiş ücret alacaklarını talep etmesi üzerine son verildiği söylenilse de davacının eşi olan davacı tanığı ..."ün yeminli beyanı ile "davacının alacaklarını iş verenden alamadığı için kendi isteği ile iş yerinden ayrıldığını" ifade etmesi ve işten ayrılış bildirgesi ile davacının "Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)" sebebinin düzenlendiği (03) kodu ile 19/07/2010 tarihinde davalı şirkete ait işyerinden işten ayrıldığının bildirilmesi karşısında iş akdinin davacı işçi tarafından sonlandırıldığının kabulü gerekmektedir. Söz konusu ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacı işçinin iş akdini haklı nedenle feshettiğinin kabulü yerinde olup sözü edilen kanun hükümleri uyarınca davacı işçinin kıdem tazminatına hakkı var ise de ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece davacının kıdem tazminatı isteğinin hüküm altına alınması isabetli olmakla birlikte davacının ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık çalışma olgusu ve davalıların sorumluluğuna ilişkindir.
Davacı çalıştığı süre içerisinde sigortalılığının davalı ..."ın malimüşavirliğini üstlendiği diğer davalı şirket nezdinde gösterildiğini, davacının çalıştığı dönem içerisinde bütün emek ve mesaisini davalı ..."a hasrettiğini iddia ederek işçilik alacaklarının davalılardan müştereken tahsilini talep ve dava etmektedir. Davalı ... ise davacı ile arasında yazılı veya sözlü bir iş sözleşmesi bulunmadığını,davacının diğer davalı şirkete bağlı olarak çalıştığını,serbest muhasebeci olmakla diğer davalı şirketin işleri kendi bürosunda yapıldığı için davacının da bürosunda göründüğünü,gerçekte davalı şirketin işlerini yaptığın beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, kayıtlara göre şirkette çalışır gözükmesine rağmen diğer davalı nezdinde ve onun işyerinde çalıştığını beyanla davalıların birlikte sorumlu olacağını beyan etmesine karşın davalı şirket diğer davalı ile aralarında yazılı yada sözlü iş akdi olmadığını ileri sürmüştür. SGK kayıtların göre davacının talep konusu 01/10/2004-19/07/2010 dönem çalışması şirket nezdinde görülmekte olup tanıklar muhasebe ofisinde çalışmadan söz etmişlerdir. Mahkemece istihdama dair yeterli araştırma yapılmadan davalıların ortak sorumluluğuna dair hüküm kurmuştur. O halde davacının talep konusu dönem içerisinde mevcut ise sigorta kaydı görünen işyeri ile davalı arasındaki ilişki ve organik bağ olup olmadığı incelenmeli, ilgili işverenliklerle ilgili ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, davalılar arasındaki ilişkinin gerçek bir işyeri devrine dayanıp dayanmadığı tespit olunmalıdır. Ayrıca bu doğrultuda tanık beyanları yeninden değerlendirilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.