Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5145
Karar No: 2019/7214
Karar Tarihi: 09.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/5145 Esas 2019/7214 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/5145 E.  ,  2019/7214 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    No : 2017/642-2017/681
    İlk Derece Mahkemesi : Van 1. İş Mahkemesi
    No : 2013/226-2017/116

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işyerinde 1993-2012 yılı arasında işçi olarak çalıştığını, ancak sadece 16.2.2010 ila 20.6.2012 arası çalışmasının Kuruma bildirildiğini, işveren tarafından işten çıkarıldığını belirterek müvekkilinin sigortaya bildirilmeyen 1993-2010 arası sürelerinin tespiti yapılarak davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı ve feri müdahil vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davacıya banka kanalıyla yapılan ödemelerin başlangıcının 12.03.2010 tarihi olduğu, her ne kadar bir kısım davacı ve bordo tanıklarınca davacının bahse konu dava edilen dönemlerde çalıştığı belirtilse de bu tanıklardan en eski olanın SGK kayıtları incelendiğinde davalı işyerinde 2008 tarihinde işe başladığının anlaşıldığı, davalı işverenin 1993-1999 tarihleri arasında sicil kaydının bulunmadığı, komşu işyeri tanığı dışında bu döneme ilişkin eylemli çalışma olgusunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde başkaca delillerle ispat olunmadığı, çalışmanın kesintiye uğradığı 1999 yılından bu yana davanın açılması için gerekli 5 yıllık sürenin geçirilmiş olduğu, davacının sigortaya kayıtlı olan 16.02.2010 yılından önceki 2005-2010 yılları arasındaki çalışması yönünden ise dinlenen tanıkların işe başlangıç tarihleri, tanık beyanları dışında başkaca eylemli çalışma olgusunun gerçekleştiğine yönelik vergi, banka kaydı gibi belgeye dayalı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    İstinaf başvurusunda bulunan davacı; tanık beyanları ile çalışma olgusunun ispatlandığını, ispat için belge şart olmadığını ileri sürmüştür.
    B- BAM KARARI
    1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle Ankara BAM 10. Hukuk Dairesi Kararının bozulması gerektiğini beyan etmişlerdir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olay irdelendiğinde mahkemenin verdiği davanın reddi kararının,1993-1999 dönemi için isabetli olduğu anlaşılmakla birlikte talebin 2002-2015 dönemi yönünden;Mahkemece işyerinin faaliyet alanı,işyerinin kapasitesi araştırılmalı, davacının davalının yanında çalışmasını ve süresini bilebilecek, bordro tanıkları resen tespit edilerek dinlenilmeli, bordo tanığı tespit edilememesi halinde komşu işyeri işvereni ve komşu işyerinde çalışan bordro tanıkları tespit edilerek dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli, davalı işyerinden 2005-2009 döneminde hiç sigortalı bildiriminin yapılmamış olduğu da dikkate alınmak suretiyle işyerinde bu dönemde sigortalı çalıştırılmamasının gerçeğe uygun olup olmadığı da araştırılmak suretiyle ve dinlenen tanıklardan özellikle aynı işyeri işçisi ...’un samimi beyanlarından da davalı işverenin geç sigorta bildirimi yaptığı anlaşıldığından bu husus da göz önüne alınarak tanık beyanları değerlendirilmeli, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi