Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12745
Karar No: 2017/298
Karar Tarihi: 18.01.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12745 Esas 2017/298 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/12745 E.  ,  2017/298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 608 ada 2, 4 ve 13 parsel sayılı taşınmazlardaki (tevhit ile 608 ada 14 parsel) dairelerin satışı konusunda davalı ..."yi vekil tayin ettiğini, vekil İsmail"in 608 ada 13 parseldeki 2. kat 6 nolu bağımsız bölümü dava dışı ...a satmak suretiyle devrettiğini ancak ...ın inşaatın tamamlanamaması sebebi ile almaktan vazgeçtiğini, bunun üzerine bilgisi dışında vekil İsmail"in taşınmazı kendi adına tescil ettirdikten sonra 13/09/2010 tarihinde davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiğini, 608 ada 13 parseldeki 1. kat 3 nolu bağımsız bölümü ise kayınvalidesi olan davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, vekil İsmail"in vekâlet görevini kötüye kullandığını, dava konusu devirlerin hileli ve muvazaalı olduğunu, davalıların da vekil ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, kendisine bir bedel ödenmediğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı 608 ada 14 parseldeki A blok 2. kat 6 nolu bağımsız bölüm ile A blok zemin kat 2 bolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ve adına tesciline, olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuştur
    Mahkemece, dava konusu devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacı ...’ün maliki olduğu 608 ada 2, 4 ve 13 parsel sayılı taşınmazlardaki dairelerin satışı konusunda davalı ..."yi 25/09/2007’de vekil tayin ettiği, 608 ada 13 parseldeki 1. kat 3 nolu bağımsız bölümün 24/07/2008 ‘de vekil İsmail tarafından davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, devir işlemi sırasında davalı ...’i vekil İsmail"in eşi olan davalı ..."in vekaleten temsil ettiği, yine 608 ada 13 parseldeki 2. kat 6 nolu bağımsız bölümün 18/06/2008’de dava dışı ...a satış suretiyle temlik edildiği, ancak Ali Rıza
    ./..


    Çakıl"ın inşaatın tamamlanamaması sebebi ile taşınmazı almaktan vazgeçmesi üzerine, vekil İsmail’in de 6 nolu bağımsız bölümü 20/02/2009’da kendi adına tescil ettirdiği, 608 ada 2, 4 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tevhit ile 608 ada 14 parseli oluşturduğu, vekil İsmail’in adına tescil ettirdiği 608 ada 14 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümü 13/09/2010’da davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...’e temlik edilen 1. kat 3 nolu bağımsız bölümün 07/05/2009 tarihli kat irtifakı tesisi ile A blok zemin kat 2 bolu bağımsız bölümü oluşturduğu, davacı ...’ın davalı ...’i 11/02/2009’da vekillikten azlettiği anlaşılmıştır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir.
    Somut olayda, dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine de dayanıldığı halde mahkemece bu yönde bir araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmış değildir.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanunu"nun temsil ve vekâlet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekâlet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK"nin 504/1. maddesi). Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

    ../...


    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, bu konuda tarafların gösterdikleri tüm delillerin eksiksiz toplanarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi